.....SİTEME HOŞGELDİNİZ.UMARIM İYİ VAKİT GEÇİRİRSİNİZ......
   
 
  ETKİLİ ÖĞRETMEN OLABİLME ve ETKİLİ ÖĞRETMENLİK EĞİTİMİ

 

ETKİLİ ÖĞRETMEN OLABİLME ve ETKİLİ ÖĞRETMENLİK EĞİTİMİ
SEMİNERİN VERİLME AMACI ( NİÇİN BU KONU)
 
Günümüzde toplumumuza baktığımızda eğitim sistemimizde ciddi sıkıntılar g örülmektedir. Tabi bu sıkıntıların hepsini bir kesime atmak yanlıştır. Hepsinin de birçok sorunu vardır; Kendine düşen vazifeyi tam yapmama, sorumluluk almama, bildiğini uygulayamama, suçu hep başkalarında arama, herkesi ve her şeyi bir kalıba uydurma, fedakarlığı hep başkasından bekleme, imkanları iyi değerlendirememe yada hep yetersiz görüp (bu kadar maaşa yada bu imkanlarla ancak bu iş yapılır) diye düşünme, gelişmeleri takip etmeme, araştırmalara uzak kalma, rol yapma gibi sorunları olduğu ortadadır. Bu tür yaygın düşünceler aşıldığında (her kesim tarafından) herhalde eğitim sistemimizin yanında birçok sorunumuzun çözüme kavuşacağı kanaatindeyiz. Kesinlikle bizim eğitim sistemimizdeki en büyük sorunumuz yukarıdaki ve benzer davranışlardır. Onun için bizi çok yakından ilgilendiren bir konudur. Çoğumuzun eğitimci olacağını düşünürsek bunları öğrenmek bir elzem , eğitimci olmayanlar içinse mutlaka hayatlarında az çok karşılaşacağı sorunlar olduğu için çok gereklidir. Seminerimizde bu sorunlarla nasıl baş edebilecekleri dile getirilmektedir. Seminerde öğretmenlerin öğrencilerle etkili iletişim kurabilmesi, özel bir ilişkinin oluşturulması, etkili öğretmenliğin nasıl yapılacağı, öğrencilerinin kendilerini geliştirmeleri ve topluma yararlı bir birey haline gelmeleri konusunda neler yapılmalı, etkili yöntemler ve bu etkili yöntemlerin nasıl kullanılacağı, öğrencilerin her davranışına nasıl ve hangi yöntemle cevap verileceği öğretilmektedir.
Unutulmamalıdır ki mükemmel bir öğretmen, iyi bir eğitim sisteminin anahtarıdır. Ayrıca çözümün büyük bir kısmıdır.
1-   ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ İLİŞKİSİNDE EKSİK HALKA
 
Öğretme evrensel bir uğraştır. Öğretmen olmak kolay bir iş değildir idealist olmanın yanında büyük fedakarlıklarda gerektirir. Herkes birbirine bir şeyler öğretir. Bu seminer , “öğretme”nin nasıl daha etkili yapılacağını, öğrencilerin bilgilendirilip, olgunlaştırılırken çatışmaları azaltıp sistemin süresinin nasıl artırılacağını anlatıyor. Öğretme-Öğrenme sürecinin etkili olabilmesi için öğreten ve öğrenen arasında çok özel bir ilişkinin kurulması gerekir. İşte bu seminerde öğretmenin söz konusu bağlantıları sağlayabilmesine yarayacak iletişim becerilerini ele alır. Amaç, öğrencilerin büyümesi ve gelişmesidir, fakat birçok öğretmen tarafından kullanılan ve okul idaresi tarafından salık verilen öğretme yöntemleri öğrencilerin bağımlı, gelişmemiş ve çocuksu kalmalarını sağlamaktan ileri gitmez. Seminerde bütün bunların çözümünü bulacaksınız. Ayrıca etkili bir öğretmen olabilmek için neler yapmalı neler yapmamalı sıkıntılarla baş etme yöntemleri yapılan yanlışlıklar. Empati ve etkin dinleme gibi yöntemleri kullanarak başarılı bir öğretmen olma imkanı kazanacağız.
2- ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ İLİŞKİSİ İÇİN ETKİLİ BİR MODEL
            Öğretmenler okuldaki ve öğrencilerdeki problemlerden dolayı hayal kırıklığına uğrayabilir ya da problemin çözümünde başarısız görülebilir. Yapılan araştırmalara göre, onların başarısız olmadığını, tersine çoğunun öğretmenlik hakkında çok şey bildiği fakat bunu uygulamak için yeterli fırsatları bulamadığını göstermektedir. İyi öğretmen tanımları genelde çok kişi tarafından kabul edilmiş yaygın inançlara dayanır.
Mesela:
1.      İyi öğretmen sakindir, telaşlanmaz, sinirlenmez, soğuk kanlıdır, duygularını göstermez.
2.      İyi öğretmen önyargılı ve yanlı değildir, öğrencilere eşit davranır.
3.      İyi öğretmen gerçek duygularını denetler ve öğrencilere göstermez.
4.      etkili öğretmen her öğrenciye eşit davranır.
5.      Öğretmenler birbirlerine destek olur kendi duyguları ve inançlarından etkilenmeden öğrencilere karşı cephe oluştururlar.
6.      İyi öğretmen her şeyden önce tutarlıdır. Değişmez, unutulmaz, hata yapmaz coşkulu ve özgür bir eğitim ortamı oluşturur bu ortamı hep düzenli tutmayı başarır.
7.      İyi öğretmen her sorunun cevabını bilir.
 
İşte bir öğretmen kendisini bu yaygın inanç modellerine göre değerlendirir ve kendisini başarısız kabul eder. Halbuki öğretmenler iyi ilişkiler kurduklarında rolden role geçmelerine sert davranmalarına, insanüstü ve erdemli kişiliklere bürünmelerine gerek yoktur. Aksi durumlarda en iyi öğretim tekniklerinin bile öğrencilere etki etmediği görülecektir. Sonucunda hep kendini farklı gösterme ikilem ve iç çatışma vardır. Öğrencinin gözünde de konuşması ve davranışı birbirine uyman öğretmenin hiçbir değeri yoktur. EÖE’ de (Seminerimizde) tuzaklardan kurtulup, durum ne olursa olsun gerçek bir kişi olarak davranmayı ve gerçek kendiniz olmanın yöntemini göreceksiniz.
ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCI ARASINDAKI ILIŞKI,
1.      Açıklık: Her davranışta yapmacık değil doğal olma, maske takmama, dürüst olma.
2.      Önemsenmek: Öğrenciye değer verme onu adam yerine koyma, oturup konuşma, ilgi göstererek öğrenciyi dinleme.
3.      Birbirine ihtiyaç duymak: Öğrenci olmasa öğretmenin ne önemi var öğrenciye de öğretmen şarttır.
4.      Birbirinden ayrı olmak:Gerektiğinde herkesin konumunu ve yapacağı işi bilmesi ve saygıda sevgide kusur edilmemesi hissettirilmeyen ince bir çizginin korunması.
5.      İhtiyaçlarını karşılıklı olarak giderebilmek: Anlaşma sağlama karşılıklı gereksinimleri giderme birbirini anlamaya çalışma olumlu cevaplar verme.
Özelliklerini içerirse, iyi bir öğretmen-öğrenci ilişkisi kurulmuş demektir.
 
YENİ BİR MODEL KABUL EDİLEBİLİRLİK
Öğretmen-öğrenci ilişkilerinde, öğretmenlerin öğrencilerin davranışlarını kabul edip etmemeleri çok önemlidir. Kabul çizgisi değişkendir ve üç sebebi vardır;
1.      Öğretmendeki değişiklikler,
2.      Öğrencideki değişiklikler
3.      Durum ve çevredeki değişiklikler,
Öğrenci davranışların kabul edilebilir ve edilemez davranışlar arasındaki ayrım, ilişkilerde ortaya çıkacak meselelerin, öğretmenler tarafından halledilmesine yardımcı olacaktır. Fakat burada öğretmen-öğrenci ilişkisinde ortaya çıkan sorun kime ait olduğunun çözülmesi gerekir. Öğretmenler kendilerini doğrudan ilgilendirmeyen, öğrencinin özel sorunları ile; doğrudan ilgilendiren sorunları ayırt etmelidir. Çünkü öğretmen kendisine şu soruları sorabilir;
Bu davranış benim üzerimde gerçek müşahhas bir etki yapmıyor mu?
Olumsuz etkilendiğim için mi bu davranışı kabul edemiyorum?
Yoksa yalnızca öğrencinin değişik davranmasını benim düşündüğüm şekilde hissetmesini istediğim için mi kabul edemiyorum?
 
Son soruya cevap evet ise sorun öğrencinindir; eğer bir önce ki cevap evet ise sorun öğretmenindir.Bu sorunların belirlenmesi ve ayrılması somut etki ile belirlenir. Öğrencilerin okuldan kaynaklanan ya da kaynaklanmayan birçok sorunları da vardır ve bu sorunlarla baş etmeye çalışırlar. Çünkü, öğretme-öğrenme yalnız ilişkinin sorun-yok bölgesinde etkili olabilir. Öğrencinin sorunu Öğretme-öğrenme alanı (sorun yok) Öğretmenin sorunu. Yapmacık kabul davranışı çok yanlıştır. Yargılamakta çok tehlikelidir.
3- ÖĞRENCİLERİN SORUNLARI OLDUĞUNDA ÖĞRETMENLER NE YAPABİLİR?
 
            Birçok öğretmenin iki ortak şikayeti vardır; yardımcı olmakta yetersiz kalışları ve yardım için el uzattıklarında geri çevrilmeleri. Öğretmenler, sorun ortaya çıkınca, sorunları nasıl etkili bir biçimde tepki göstereceklerini bilemediklerinden yardımcı olamazlar. Öğretmen, öğrencinin davranışının kabul edilemez olduğu mesajını verir, onun değişmesini, sanki sorunu yokmuş gibi davranmasın ve sorunu ne olursa olsun onu bir kenara bırakmasını ister. Öğretmenin bu yaklaşım diline EÖE’ de “Kabul etmeme dili” denir. Kabul Etmeme Dili = İletişimin On İki Engeli Bunlar öğrencinin öğrenmesini engelleyen sorunları çözmesinde gerekli olan iki yönlü iletişimi yavaşlatır, engeller ya da bütünüyle yok eder.
1.        Emir vermek yönlendirmek,
            Bunu yap, şunu yap, böyle yapman gerekiyor. Bu iletiler öğrencilerin duygularının ihtiyaçlarının önemiz olduğunu anlatır. Öğrenciye gözdağı verir ve korku oluşturur. Bazen bu iletiler öğrencide olumsuz davranışlar meydana getirebilirler.
2.        Uyarmak gözdağı vermek,
            Bu son olsun, yoksa ben yapacağımı bilirim. Öğrencinin isteklerine ve tüm ihtiyaçlarına saygı gösterilmediğini anlatır.
3.        Ahlak dersi vermek,
            Bana doğruyu söyle niçin dersini yapmadın. Bu iletilerde dış otoritenin gücü ortaya konur.
4.        Öğüt vermek, çözüm ve öneri getirmek,
            Kendine hedefler koymalısın ondan sonra çalışmaya başlayabilirsin. Butür iletiler öğretmenin, öğrencilerin sorunlarını kendi kendilerine çözebilme yeteneği olmadığına inandığının kanıtadır. Öneride bulunma öğretmenin öğrenciyi anlamadığının bir göstergesidir.
5.        Öğretme, nutuk çekmek, mantıklı düşünceler önermek,
            Çok az zamanın kaldığı halde sen hala oyun peşindesi. Öğretmen öğrenci ilişkisine sorun olmadığı zamanlarda öğretme, nutuk çekme öğrenciler tarafından kabul görürken, sorunlu dönemlerde kabul edilmez.sorunu olan öğrenci öğrenmeye aşağılık duygusu, yetersizlik duygusu ile tepki gösterebilir.
6.        Yargılamak, eleştirmek, suçlamak, aynı düşüncede olmamak,
Sen hiçbir şeyi başaracak güçte değilsin, kafan hiçmi hiç çalışmıyor.olumsuz değerlendirmeler çok tehlikelidir çocuğun benlik saygısının aşınmasına neden olur ve çocuk daha çk karşıt eleştiri ve olumsuz değerlendirme yapmaya başlar.
7.        Ad takmak, alay etmek,
            Kendini bebek zannediyorsun herhalde koca bebek. Öğrencilerin benlik imajı üzerinde olumsuz etki yapar. Öğrenciler bu tür iletilere ters cevaplar verirler.
8.        Yorumlamak, analiz etmek, tanı koymak,
            Bana göre sen gerçekleri görmezden geliyorsun hiç mantıklı düşünmüyorsun. Öğrencinin herhangi bir davranışının ne amaç için yaptığını öğretmen tarafından bilindiğini anlatan iletilerdir.
9.        Övmek, aynı düşüncede olmak, olumlu değerlendirme yapmak,
Sen bir harikasın bunu da kendin halledebilecek güçtesin. Fazla övülen öğrenci övülmeye karşı bağımlılık oluşturur övülmediği bir zaman rahatsz olur. Iyi olmayan bir öğrencinin övülmesi ters etki yapar çocuk hiç oralı olmaz.( Siz sanki böyle söyleyince ben böyle mi olacağım.)
10. Güven vermek, desteklemek, avutmak, duygularını paylaşmak,
Sana güveniyorum hem sınava girecek tek kişi sen değilsin herkes bu sıkıntıları yaşayacak. Güven vermenin çoğu sorunlu kişinin abarttığını gerçekleri anlamadığını olaylara uzak kaldığını bir bakıma   (gerçek dışı) duygular taşıdığını hissettirir. Öğrenciler ayrıca duygularını değiştirmeye çalışan öğretmenlerden hoşlanmazlar.
11. Soru sormak, sınamak, sorguya çekmek, çapraz sorgulamak,
Yardım istemek için geç kalmadın mı? Sorunu olduğu zaman öğrencide kuşku uyandırır. Öğrenciler soruların eksiklerinin bulunması için sorulduğunu zannederler.
 
12. Sözünden dönmek, oyalamak, alay etmek, şakacı davranmak, konuyu saptırmak.
Şimdi olmaz zamanı değil daha sonra yapabiliriz. Bu iletiler öğretmenin öğrenci ile ilgilenmediğini ona değer vermediğini ve dışladığını gösterir.
 
Üç Yaygın Yanlış Anlama etkili öğretmenlik konusunda tartışmalar üç temel sorunda yoğunlaşıyor
1.      Gerçekleri söylemenin, öğüt vermenin ve açıklamanın nesi yanlış? (Öğretmenin asıl vazifesi bu değil mi?) Her zaman gerçeklerle yüzyüze getirmek zararlı olabilir. Bunları öğrenmelisin hayatın gerçeği bunlardır. Gibi şeyler öğrenciyi rahatsız eder.
2.      Övmek ve değerlendirmek neden engel olsun? (Övme iyi davranışları pekiştirir)
Öğrenci kendisinden memnun değilse övmeyi kulak ardı eder yada öğretmenin onu anlamadığını düşünür. Birkaç öğrencinin övülmesi olumsuz etki meydana getirir. Fakat öğrtmen öğrenci davranışlarına doğal ve ani tepki verir ise ve bu tepki öğretmen öğrenci ilşkisinde sorunsuz bölgede ise bir engel değildir faydalıdır.
3.      Soru sormak neden etkisiz kabul ediliyor? (Çünkü bu öğretmede en değerli yollardan) Kişi içdünyası ile ilgili soru sorulduğunda savunmaya çekilir.İstenmedik duyguların sorgulanması tehdit unsuru oluşturur.soru kişiyi sadece bir yönde konuşmaya zorlar. Kişinin sorunu belki farklı olabilir.
 
 
 
KABUL DİLİ NEDEN GÜÇLÜDÜR?
 
“12 Engel” kabul etmeme dilidir, çünkü sorunu olan kişiye, değişmesi gerektiği, sorunlu olmanın kabul edilemeyeceğini ve sorunlu kişide bir sorun bulunduğunu iletir. Bir kişi, başka birini içtenlikle kabul eder ve iletebilirse, o kişide yardım etme yeteneği var demektir. Başkalarını oldukları gibi kabul etmek, ilişkileri kuvvetlendirmede önemli bir etkendir. Kabul, küçücük tohumları bile en güzel çiçeğe dönüştürebilecek verimli bir toprak gibidir. Burada asıl iş tohumdadır. Genç insan da kendi organizmasında bir gelişme yeteneği taşır. Kabul, gencin gizli gücünün ortaya çıkmasına imkan sağlar. Kabul, çocukları açar, onları, duygularını ve sorunlarını paylaşmak için yüreklendirir. EÖE kurslarında kabul etmeme iletilerini önlemek ölçüde azaltabilecekleri gösterilmiştir. Kabul için özel beceriler gerekir. Kişiyi iyi bir danışman yapan psikoloji bilgisi ya da zihinsel gizli gücü değildir. Psikologlar buna iyileştirici iletişim derler.
SORUNLU ÖĞRENCİLERE YARDIM ETMENİN ETKİLİ YOLLARI EÖE YADA ILETIŞIMI KOLAYLAŞTIRAN ETMENLER
 
kurslarındaki öğretmenler bir kişiye yardım etmenin yolunun hiç bir şey yapmaksızın yalnızca orada olmak olduğunu öğrenince şaşırır ve inanmazlar. Usta danışmanlar başarılarını temelinin, kişiyi konuşmaya başlatmak ve onu dinleyerek yolunu açmak olduğunu söylerler.
ETKILI BIÇIMDE YARDIMCI OLMANIN DÖRT FARKLI YOLU
 
1.         Edilgen Dinleme (sessizlik): Öğrenciye gerçekten kabul edildiğini duyumsatan ve sizinle daha fazla paylaşması için yüreklendiren çok güçlü bir iletidir.
2.       Kabul Ettiğini Gösteren Tepkiler: Dinlerken, özellikle duraklamalarda gerçekten dinlediğinizi göstermek için sözlü ya da sözcük belirtileri vermeye “kabul tepkileri” denir. “Hı-hı”, “evet”, “anlıyorum” gibi...
3.        Kapı Aralayıcı İletiler Ne Yapılabilir?: Öğrenciler, bazen daha çok konuşmak, diren inme ve başlamak için bile ek yüreklendirme beklerler. Bu iletilere “kapı aralayıcılar” denir. “İlginç, devam etmek ister misin?” “Söylediklerin çok ilginç”, gibi
4.       Etkin Dinlemenin Gereği: Daha fazla etkileşim ve dinleyenin yalnız duyduğunu değil, aynı zamanda doğru olarak anladığını da gösterir. Kişinin tam olarak ne söylemek istediğini anlama beden dilini de kullanarak dinleme, dikkatini konuşana vererek dinleme. Bu nedenle usta dinleyici “etkin dinleme”yi daha yaygın kullanır.
ETKİN DİNLEME NASIL ÖĞRENİLİR
Etkin dinleme öğrencinin ilettiğini doğru anlamanızı sağlar. Öğretmen, öğrenciyi anladığını gösteren geri iletiler verir. İletişim işlemlerinde çözümleme çok önemlidir. Öğrencinin de, sizin, kendisini doru mu yanlış mı çözümlediğinizi bilmemesi de aynı derecede önemlidir. Bu nedenle, öğrencinin iletisini yanıtlamadan önce, onu doğu çözümleyip çözümlemediğinize karar verdiğiniz düşünelim. Tek yapılacak, çözümleme sonuçlarınızı kendi sözcüklerini kullanarak geri iletmektir. Bu geri iletim yöntemine “etkin dinleme” denir.
ETKİN DİNLEME İÇİN NELER GEREKLİDİR?
1.         Öğretmen, öğrencinin kendi sorunlarını çözebileceğine kesinlikle inanmalıdır.
2.         Öğretmen, öğrencinin dile getirdiği duygu ve düşüncelerini, bir öğrencide olması gereken düşünceler saysa bile gerçekten kabul edilmelidir.
3.         Öğretmen, duyguların genelde geçici ve anlık olduğunu bilmelidir.
4.         Öğretmenler, öğrenciye sorunlarında yardımcı olmayı istemeli ve bunun için zaman ayırmalı.
5.         Öğretmen, sorunu olan öğrenci ile birlikte olmalı ama kendi kimliğini korumalıdır.
6.         Öğretmenler, öğrencilerin sorunlarını paylaşmak ve konuya başlamak için zorlanabileceklerini bilmelidir.
7.         Öğretmenler, öğrencilerin sorunlarının gizliliğine saygı duymalıdır. Etkin Dinleme (E.D.) öğrenmeyi kolaylaştırmada, sorgulamayı, yüreklendirmede öğrencilerin düşünme, tartışma, soru sorma ve araştırmada kendilerini özgür hissedecekleri ortamı oluşturmada güçlü bir araçtır.
ETKIN DINLEMEDE ZAMAN KAZANMA NEDENLERI
1.                  Etkin dinleme öğrencilerin sorunları ile başa çıkabilmelerine ve onları çözümlemelerine yardım eder.
2.                  Etkin dinleme öğrencilerin duygularından korkmalarına ve duyguların kötü olmalarını anlamalarına yardım eder.
3.                  Etkin dinleme sorunu çözmesine yardımcı olur.
4.                  Etkin dinleme so runu çözümleme ve çözme sorumluluğunu öğrencide bırakır.
5.                  Öğretmen kendilerini dinlerken düşünce, görüş ve duygularını ve kabul ettiğini görür, bu nedenle görüşlerini almaya hazır olurlar.
6.                  Etkin dinleme Öğrenci ile öğretmen arasında da yakın ve anlamlı bir ilişkinin kurulmasını sağlar.
 
4. ETKİN DİNLEMENİN YARARLARI E.D.
            öğrencileri belirli konular üzerinde tartışmaya yüreklendirir. Öğrenmeye direnci olan öğrencinin direncini kırar. Bağımlı ve boyun eğen öğrencilere yardım eder. Öğrencilerin olumsuz olaylarla ilgili duygularını sınıf içinde açıkça tartışmalarına yardımcı olur. E.D.’yi kullanan öğretmenler, tartışma grubundaki öğrencilerin güçleri, yetenekleri ve özel ilgi alanları hakkında edindikleri bilgileri, daha sonra sınıf yararına kullanabilir. Öğrenmeye karşı direnme, öğrencinin bir sorunu olduğunu gösterir. Bu da Etkin dinleme ile çözülür. Etkin dinleme bağımlı öğrencilere yardımda da kullanılır, sorunun sorumluluğunun öğrencide bırakılıp kendi çözümünü bulması sağlanır. Burada önemli olan değerlendirme yapmamak ve tartışma meydana getirmemektir.
5. ÖĞRENCİLER SORUN ÇIKARINCA ÖĞRETMENLER NE YAPABİLİR
 
            Öğretmenler Sorun Kendilerindeyken Ne Yapabilir? Sorunun kendilerinin olduğunu anlatan ip uçları kırgınlık, can sıkıntısı, dikkatin dağılması, yılgınlık, küskünlük, sinirlilik. Öğrencilerin çekilmez davranışları öğretmenlerin davranış penceresinin “kabul etmeme” alanındadır.
            Öğretmen çocuğun kabul edilmez davranışını değiştirmeye çalışırken etkisini üç değişkene yönlendirmelidir:
 
1.                  Öğrencinin davranışına
2.                  Çevreye
3.                  Kendi davranışına
            Tipik etkisiz yüzleşmenin sonuçları: Öğretmenlerin gönderdikleri yüzleşme iletilerinin hemen hemen %15’inin öğrenci üzerinde aşağıdaki etkileri doğurduğu görülür:
1.      Değişmeye karşı direnmeye neden olur.
2.      Öğretmenin kendini aptal ve yetersiz sandığını düşünmesine neden olur.
3.      Kendisini suçlu duyumsatır, utandırır.
4.      Benlik saygısını azaltır.
5.      Savunmaya iter.
 
            Öğretmenlerin öğrencilerle yüzleşirken gönderdikleri iletiler üç ana başlıkta toplanır.
1.      Çözüm iletileri
2.      Bastırıcı iletiler
3.      Dolaylı iletiler
Çözüm İletileri Neden Yararsızdır? Çözüm iletileri öğrencilere tam olarak davranışlarını nasıl değiştireceklerini, ne yapmaları gerektiğini, ne yaparlarsa daha iyi olacağını ya da ne yapabileceklerini gösterir. Çözüm iletilerinin beş değişik türü vardır.
1.          Emir vermek, yönlendirmek; “Çikleti hemen ağzından çıkar at”.
2.          Uyarmak göz dağı vermek. “Eğer bunları yapmazsanız.”
3.          Ahlak dersi vermek; “4. Sınıf öğrencisi doğruyu yanlıştan ayırabilmeli.”
4.          Öğretimi mantıklı yürütmek. “Kitaplar karalanmak içiin değil okumak içindir.”
5.          Öğüt vermek, çözüm getirmek; “Yerinde olsam çalışmaya başlardım”
 
Çoğu öğretmen çözüm iletilerini, kendi gereksinmelerini kısa yoldan elde etmek için kullanırlar. Yanlış olan, işe yaramaması ve yaradığı zaman bile taşıdığı gizli iletiler neden ile öğrenciyi küstürüp uzaklaştırmasıdır. Çözüm iletileri öğrencilerinin öğretmenlerine aynen karşılık verme tehlikesini taşırlar. En iyi olasılık ise öğretmenin pasifize olmasıdır.
Bastırıcı İletiler Neden Yararsızdır? Bunlar öğrenciyi küçümser kişiliğini sorgular, benlik imajını zedeler. Bunları 6 grupta toplayabiliriz.
1.          Yargılamak, eleştirmek, suçlamak, aynı düşünceyi paylaşmamak.
2.          Ad takmak, alay etmek.
3.          Yorumlamak, çözümlemek, tanı koymak.
4.          Övmek aynı düşünceyi paylaşma, olumlu değerlendirme yapmak.
5.          Güven vermek, desteklemek, duygularını paylaşmak.
6.          Sınamak, sorguya çekmek.
 
Bastırıcı iletiler, öğrenciler tarafından ya önemsenmez ya da yetersizlik duygularını pekiştirir. Kendine güvenen öğrenciler genelde bunlara gülüp geçerler. Fakat birçok öğrencinin özgüvenini ve saygınlığını yitirmesine neden olur. Kimse yanlışının gösterilmesinden hoşlanmaz ve değiştirilmek istemez.
Dolaylı İletiler Neden Yararsızdır? Bunlar alay etmeği, iğnelemeyi, takılmayı, utandırmayı içerir. Bunlar, çok gizli olduklarından ya anlaşılmazlar yada öğretmenlerin sinsi davranışları olarak nitelendirirler. Sen-İletileri’ne Karşı Ben-İletileri: EÖE kurslarını verirken yüzleşme becerileri sınıflandırmanın ve onları daha iyi anlamanın bir başka yolunu bulduk. Bu yolla, dilimizin yapısı gereği için “sen” zamiri olmayan cümlelerin sen-iletisi olduğunu öğrenen öğretmenler şaşırdılar. Sen iletiler öğrenciyi olumsuz yargılayan, ben-iletileri ise öğretmenin sorun karşısındaki duygularını dile getiren ilişkilerdir. Öğrenciler sen-iletileri ile hemen her zaman kötü olduklarını algılarlar.
Ben-iletileri iki açıdan “yükümlülük iletileri” olarak adlandırılabilir.
 
1- Ben-iletilerini gönderen öğretmen, kendi duygularının bilincinde olmak için önce kendini dinleme ve duygularını tüm açıklığıyla öğrencileriyle paylaşma yükümlülüğü taşır.
2- Ben-iletileri, davranışın yükümlülüğünü öğrencide bırakır. Üç önemli ölçütü vardır:
Öğrencilerinin davranışını değiştirme ihtimali yüksektir.
Öğrenci ile ilgili çok az olumsuz değerlendirme içerir.
İletişimi zedelemez.
Ben-iletileri öğretmenleri saydam, dürüst, öğrencilerin kendileri ile anlamlı ilişkiler kurabilecekleri gerçek kişiler olarak gösterir ve yakınlığın gelişmesine yardım eder. Ör: Gürültünüzden rahatsız oldum sen iletisi- Gürültünden rahatsız oldum ben iletisi.
BEN-İLETILI CÜMLELER NASIL KURULUR?
Öğrenciler üzerinde etkili olabilmesi için ben-iletileri üç öğeyi taşımalıdır.
1-Sorun oluşturan davranışın tanımlarını içermelidir: Öğretmenin, kendisi ile neden yüzleştiğini kestirmek zorunda kalmamalıdır. Öğrenci iyi bir ben-iletisi yorum içermeyen haber gibidir. “Kabadayılık ettiğin zaman...” Yargılama ile başlayan ben-iletilerine “kılık değiştirmiş sen-iletileri” denir. İyi bir ben-iletisinde zaman belirten bir bağlaç vardır. Öğrenciye sorun teşkil eden davranışın zamanını belirtmek çok önemlidir. Öğretmen, öğrenciye değil onun belli bir davranışına kızmıştır.
2-Öğrencinin kabul edilmeyen davranışını öğretmen üzerindeki kesin gerçek, somut etkisinin ona söylenmesidir. “Senin uzun saçlarını görmeye dayanamıyorum” somut etki açıkça söylenmiş ise ben iletisi başarısız olur. Ben-iletilerini kullanmaya başlayan öğretmenlerin yapacakları ilk iş kabul edilmez öğrenci davranışlarını iki grup içinde sınıflandırmak olmalıdır. Somut etkisi olanlar ve olmayanlar.
3-Duyguların dile getirilmesi: Ben-iletisi, davranış, etki ve duygu zincirinden oluşur. Ben-iletisinden nasıl dönülür? Vites nasıl değiştirilir. Ben-iletileri, sen-iletilerine göre öğrencileri daha az savunmaya iter. Fakat her şeye rağmen iyi bir ben-iletisinden bile öğrenci incinebilir. Öğretmen bunu fark edince hemen, yüzleşmeden etkin dinlemeye geçmelidir. Bu bir tür vites değiştirmedir.
Öğretmenler Kendilerini Nasıl Kızdırır: Kızgınlık, öğretmenin üç bölümlü ben-iletisini, duygu bölümünde olduğundan, yüzleşmeler öğrenciler tarafından suçlama ve bastırıcı iletiler olarak algılanır. Kızgınlık ikinci bir duygudur. Her zaman daha önce yaşanan başka duyguların sonucunda oluşur. Öğretmen bahçede dolaşırken, çocuklardan birinin attığı taş başını sıyırıp geçer. Öğretmenler kızgınlık iletilerinin bir işe yaramadığını bilirler. Işe yarasalardı dünyanın kuşaklar arası tüm sorunları yıllar önce çözülmüş olurdu.Öğretmenin ilk duygusu korkudur, ikinci duygusu kızgınlıktır. EÖE kurallarında öğretmenle birinci duygularını öğrencilerine iletmeleri öğretilir.
BEN-İLETİLERİNİN TEHLİKELERİ
 
Ben-iletileri uygulayabilecek kişinin kendini tüm çıplaklığıyla ortaya koymasıdır.
İnsanın kendini değiştirme ihtimalidir.
Sorumluluktur.
Etkili ben-iletileri neler yapar: Ben-iletileri, düşüncesiz kimseleri düşünceye yöneltir. Öğretmenlerin ben diliyle konuşmaları, öğrencilere insanlar arası etkili iletişimi öğretir. Çünkü onlar öğretmenlerini kendilerine model olarak alırlar.
6. SORUNLARI ÖNLEMEK SINIF ORTAMI NASIL DEĞİŞTİRİLİR
Eğitim sistemleri gelişip değişiyor ama binaları 1992’lü (eski) yıllardan kalma, yani hiç yenilenmeyen imkanlara karşı öğretmenlerden modern eğitim yapmaları bekleniyor.
Yenilikçi Düşünce EÖE’ de sekiz yol önerilmiştir.
1.        Dikkatin kolay yoğunlaştırılabileceği ve dış etkenden olabildiğince az etkili bir yer seçilmeli.
2.        Özel sorunun ne olduğuna karar verilmeli.
3.        Düşünce seli için zaman sınırlaması koyulmalı.
4.        Ürettiğiniz tüm düşünceleri yazmalısınız.
5.        Nitelik değil nicelik arandığından, oldukça çok düşünce üretilsin.
6.        Üretilen düşüncelere sınır koymamalısınız.
7.        Hiç bir değerlendirmeye izin vermemelisiniz.
8.        Bakış açınızı zaman zaman değiştirmelisiniz.
 
SINIF ORTAMINI DEĞIŞTIRMEK BUNUN DA 8 YOLU VARDIR
1.      Ortamı zenginleştirme.                         5. Ortamı yeniden düzenlemek.
2.      Ortamı fakirleştirme.                            6. Ortamı yalınlaştırmak.
3.      Ortamı kısıtlamak.                                7. Ortamı sistemleştirmek.
4.      Ortamı genişletmek.                             8. Ortam için önceden plan yapmak
SINIFTA ZAMANI VERIMLI KULLANMA
Sorunsuz ortamlarda üç tür işe yarar ve kullanılabilir zaman vardır:
Sayısız uyaranla baş edilebilme zamanı (rahatsız edicilerin kaldırılmaları)
Bireysel zaman (sessizlik köşeleri, bireysel çalışma köşeleri, ses geçirmeyen kulaklıklar)
En uygun zaman (öğrencinin sorunsuz ilgi beklediği zaman9 Öğretmenlerin öğretebildiği öğrencilerin öğrenebildiği, her birinin “insan” olabildiği zamanlardır, dersler her iki taraf için daha zevkli olacaktır.
 
7- SINIFTA TARTIŞMA
Ben-iletilerinin etkisiz olduğu, sınıf ortamını değiştirmenin işe yaramadığı durumlar iki nedene bağlanabilir: Ya çocuğu kabul edilemez davranışa yönelten dürtü çok güçlüdür ya da öğretmeni ile iyi ilişkiler içinde olmadığı için onun ihtiyaçlarını umursamaz sonuç olarak, pek çok sınıfta öğretmen ve öğrenciler zaman zaman ihtiyaç çatışması yaşayabilirler.
Çatışmaların sıklığı o ilişkinin doyurucu olmadığı ve sağlıksız olduğu anlamına gelmez önemli olan çözümlenmemiş çatışmanın sayısı ve çatışmaların çözümünde kullanılan yöntemlerdir.
ÇATIŞMAYI ORTAYA ÇIKARAN NEDİR?
Bir çatışmanın varlığı için iki taraf gerektiğinden, çatışma tek olarak ne öğretmene nede öğrenciye aittir. Dolayısıyla her iki tarafında sorunu vardır.eğer bir taradın gereksinimi çok güçlü ise, öbür tarafın ben iletisin etkisi çok az olur.
ÖĞRETMENLER ÇATIŞMALARI NASIL ÇÖZERLER?
Öğretmenler çatışmaların çözümüne genellikle kazanmak kaybetmek olarak bakarlar. Öğrencileri doğal düşmanları olarak görürler. Önemli olan hoşgörü ve dostlukla yaklaşmak ve iletişimdir. Ayrıca davranış değişikliğinin bir anda olmasını beklemekte hatadır.
İKİ KAZAN KAYBET YAKLAŞIM
YÖNTEM 1 VE YÖNTEM 2
Yöntem 1’de her zaman öğretmen kazanır. Yöntem 2’de ise öğrenciler kazanır öğretmen kaybeder. Her iki yönteminde birbirlerine göre oldukça fazla avantaj ve dezavantajları vardır. Ayrıca birçok öğretmenin bir kez yöntem 1’i bir başka kez de yöntem 2’yi kullanmaları öğrencilerin kafalarını karıştırır. öğrenciler böyle bir ortamda kendilerini sınırlı belirsiz bir dünyada zannederler.
SINIFTA OTORİTE
Birinci tür otorite uzmanlığa deneyime dayanır. Bu tür öğretmenler bunu öğretmenliklerinin ayrılmaz bir parçası olarak görür. Bu otorite sınıfta hiç sorun oluşturmaz. İkinci tür otorite ise öğretmenin öğrenciyi ödüllendirme ve cezalandırma gücünden doğar. Bu güç öğrencilerin bağımlılığından gelir. Ayrıca şu bir gerçektir ki öğrenciler büyüyüp geliştiklerinde ve öğretmenlerine bağımlılıkları azaldıkça öğretmenlerin onlar üzerindeki ödül ve ceza güçleri de azalır. Öğretmen güç gösterdikçe isyanda artacaktır. İkinci otorite çoğunlukla öğrenciyi ezer, benlik imajını zedeler, kendine olan güvenini azaltır. Bu durumlarda isyan etme, meydan okuma, karşı koyma, yalan söyleme, duyguları saklama, sinsice davranma, başkalarını suçlama, dedikodu yapma, hile yapma, patronluk taslama, yenilgiden nefret etme, işbirliği yapma, boyun eğme, rol yapma, yağcılık yapma, hayal kurma, geri çekilme ve yeni şeyler denemekten kaçma gibi davranışlar gözlenir.
“Öğretmenin gücü, kurbanlarına güç verir. Kendi karşıtlarını çoğaltır, kendi yok oluşunu hızlandırır.”
SINIF İÇİ ÇATIŞMALAR İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİSİ
KAYBEDEN - YOK YÖNTEMİ
Daha önce anlattığımız yöntem 1 ve yöntem 2’ye alternatif olarak daha doğru, daha mantıklı ve daha etkili bir yöntemdir. Bu yöntemi biz yöntem 3 olarak ele alacağız. Yöntem 3 , çıkarlar çatıştığında, her iki taraf için kabul edilebilecek ve hiçbirinin kaybetmeden kazanacağı bir çözüm üretme yöntemidir. Burada en önemli soru, eni yi çözümü kimin getireceği değil, her iki tarafında kabul edebileceği bir çözümün nasıl bulunabileceğidir. Yöntem 3 yarışmayı değil işbirliğini ve sorunların en iyi nasıl çözülebileceğini öğretir. Başka bir üstünlüğü ise çözümlerin tarafların dışında hiç kimse tarafından kabul edilmek zorunda olmamasıdır. Ayrıca bireylerin yaratıcılığını ortaya çıkarır, kendilerine özgü sorunlarına yine kendilerine özgü yapıcı çözümler bulmada onları özgür kılar. Temelde bir sorun çözme yöntemidir.
YÖNTEM 3 İÇİN ÖN KOŞULLAR
Öğretmenlerin yöntem 3’ü kullanmaya başlamadan önce etkin dinleme konusunda yetkinleşmeleri gerekir. Aksi takdirde verim alınamaz.
Öğrencilere suçlayıcı utandırıcı ve aşağılayıcı sen iletileri yerine öğretmen kendi gereksinimlerini açıkça, dostça ve dürüstçe ifade eden ben iletilerini göndermelidir. Aksi takdirde öğretmene olan güven en baştan yıkılmış olur.
Öğretmenlerin öğrencilerin tümü ile yepyeni bir çatışma çözme yöntemi deneyeceklerine inanmaları gerekir.
 
YÖNTEM 3 ALTI AŞAMADA SORUN ÇÖZME
1.      Sorunu tanımlama
2.      Olası çözümler üretme
3.      Çözümleri değerlendirme
4.      En iyi çözümün hangisi olduğuna karar verme
5.      Bu kararın nasıl uygulanacağını belirleme
6.      Çözümün başarısını değerlendirme
Yöntem 3 sorunu arttırmadan, çatışmayı had safhaya çıkarmadan yapılır. Örneğin “peki........ sorunumuz var sizce çözüm ne olmalı.” Gibi bir ileti yöntem 3 için en uygun olanıdır.
YÖNTEM 3’ÜN OKULDAKİ YARARLARI
 
ü      Küskünlük ve kızgınlık oluşturmaz
ü      Kimseyi yargılamadan direk çözüm önerisinin ne olacağını düşünmeye başlamak ve beraberinde güdüleme ile çözümün uygulanmasını sağlar.
ü      Birlik ve beraberliği, kolektifliği arttırır.
ü      Bir diğerine düşünceyi kabul ettirme (satış) ortadan kalkar.
ü      Güç yada otorite gerektirmez.
ü      Öğrenci öğretmeni, öğretmende öğrenciyi sever.
ü      Gerçek sorunun bulunmasında yardım eder.
ü      Öğrencileri daha sorumlu ve dolgun yapar.
 
YÖNTEM III’ÜN OKULLARDA BAŞKA KULLANIM ALANI VAR MI?
 
Yöntem üç ün uygulama alanı sınırsızdır. Çatışmalar her tür okulda her sınıfta ve her tür konu üzerinde ortaya çıkabilir. Dolayısıyla yöntem üç’ü öğretme-öğrenme çatışmalarında, öğrenciler arasındaki çatışmalarda, sınıf kurallarını koymada öğrencilerin olumsuz ve saygısız her türlü davranışında ve aile içi iletişimde kullanılabilir.
Yöntem üçün en etkili olduğu zaman,etkileme girişimi olarak gönderdiğimiz ben iletisinin ardından öğrencini direnmesi halinde devreye sokulduğu zamandır. Eğer “Sırayı bozma” dediğinizde öğrenci sıraya girmez ise çatışma vardır ve derhal çözüm önerileri ortaya konmalıdır.
OKULDA DEĞERLERİN ÇARPIŞMASI
 
İnsanların hayat süreci içinde kendileri özgü değer yargıları vardır. Örneğin din, giyiniş tarzı, saç şekli, temizlik alışkanlığı, konuşma biçimi, görgü kurallarına uyma, ahlak anlayışı, vb... kimse bunlar üzerinde tartışmak ve değiştirmek istemez aynen öyle de öğrenciler bu meselelerde iletişime kapalıdırlar. Değer tartışması ve çatışması birbirinden farklıdır. Eğer öğretmen kazanımlarına ve gereksinimlerine dokunan öğrenci davranışlarına karşı ben iletisi göndermek, somut veriler göndermekte zorlanıyor ve çocuk şaşkına dönüyorsa işte o zaman öğrenciyle değer çatışması yaşıyor demektir.
Şimdiye kadar öğrendiğimiz tüm yöntemler kendi özelliklerine göre değer çatışmasında genel olarak etkisizdirler.
PEKİ DEĞER ÇATIŞMASIYLA NASIL BAŞ EDİLİR?
 
Etkili bir danışman olmalısınız
Onlarla düşüncelerinizi bir kez paylaşın ve laf Kalabalığı yapmayın
Her konuşmanın sonucunda sorumluluğu öğrencide bırakın
Değer verilene model olmaya (temsil etmeye) çalışın.
Kendinizdeki kusurları görün ve değişime başlayın.
Çocukları iyi tanıyın ama her konuda.
Gurup çalışmaları yaptırın gerekirse gurup ve bireysel terapilere başvurun.
Bireylerin kendi değerlerini daha iyi tanımalarına yardımcı olun.
Çocukları sevin ve bunu onlara gösterin.
Kabul etme olgunluğuna erişin.
 
DAHA İYİ BİR ÖĞRETİM İÇİN OKULU İYİLEŞTİRMEK
 
Okullarda karşılaşılan genel sorunlar şunlardır:
ü                  Öğretmenler asttır.
ü                  Öğretmenler kararların alınmasına katılmazılar.
ü                  Okullar değişime karşı koyar.
ü                  Bir örnek değerleri kabul ettirmeye çalışırlar. (kalıba uymayanı zorla yola getirme)
ü                  Suçu başkasına atma. Sorumluluktan kaçma. Her kes sorunlar yüzünden başkasını suçlamaktadır.
 
Öğretmenler okulda daha etkili olabilmeleri için neler yapabilir:
 
ü                  Rolünüzün önemini kabul edin.
ü                  Her zaman kendi pencerenizden bakın.
ü                  Sorunların her zaman var olacağını unutmayın. Yeri geldiğinde okul yönetimiyle yüzleşin.
ü                  Yapılan okul içi idari toplantılarda söz alın ve hazırlıklı gidin. Sorunu çözmeye çalışın eleştirmeye değil.
ü                  Öğrencilerinizi savunun.
 
İSTENMEYEN ÖĞRETMEN DAVRANIŞLARI
1.      Notla tehdit etme
2.      Ceza olarak ödev verme
3.      Sadece anlatım yöntemini kullanma derse güdülememe,cesaretlendirmeme, espiritüel olmama
4.      Ödevleri kontrol etmeme
5.      Sınıfa sırtını dönme
6.      İstenmeyen davranışları düzeltmeme
7.      Sadece başarılı olanlara söz hakkı verme
8.      Yanlış davranışı veya yanıtı aşırı eleştirme, olumsuz sözlerle etiketleme
9.      Öğretmediği konularda sınav yapma
10. Dersi iyi planlayamama, öğrencileri boş bırakma
11. Zorlama ile disiplin sağlama
12. Sınıfta herkesin görebileceği yerde durmama
13. Öğrencilerin psikolojik,sosyal,akademik yeterlik ve gelişim dönemleri gibi özelliklerini tanımama
14. Öğrencilerin ekonomik durumuna bakmadan araç gereç isteme
15. İstenen davranış hakkında bilgilendirmeme
16. Öğretmenin kendi davranışları ve diğer öğretmenlerin davranışları arasındaki tutarsızlık
17. Öğrencinin davranışı yerine kişiliğini eleştirme
18. İstenen davranış için uygun ortam oluşturmama
19. İstenen davranış için uygun pekiştireci zamanında vermeme
20. Haklı ile haksız öğrenciyi ayırt edememe
21. Cinsel,sosyal,ekonomik ve başarı durumu vb. özelliklere göre ayrım yapma,sürekli aynı öğrencilere sosyal alanlarda görev verme
22. Başarı zevkini tattıramama
23. Derse girip dersi işleyip dersten çıkma; kitap öğretmeni olma,dersi soğuk atmosferde işleme
24. İstenmeyen davranışlar üzerinde istenenlerden daha fazla durma, an konuyu kesip ayrıntılarla fazla ilgilenme
25. Bazı öğrencilere ismi ile hitap ederken diğerlerine hitap etmeme
26. Ödül ve cezayı adil kullanmama
27. Körü körüne itaate alıştırmak için disiplin cezası verme, başarısız olarak değerlendirme
28. Ana dilini iyi kullanmama ( örn. Argolu konuşma )
29. Başarılı ile başarısız öğrencileri akademik açıdan ayırt edememe ( örn. Her ikisine de aynı notu verme )
30. Fiziksel ceza verme
 
ÖĞRETMEN ÇOCUK İLİŞKİLERİNİN GENEL DOĞRULTULARI
1.      Çocukla birlikte olmalı, arkadaş gibi davranmalı ama hiçbir zaman çocuklaşmamalıdır.
2.      Öğretmen ne öğreteceğim yerine, hangi eğitsel faaliyeti, nasıl öğretebilirim endişesi içinde olmalıdır.
3.      Çocukları, geriden gözleyip anlam gelişimine katkıda bulunabilir. Doğal halde gözlemlemelidir. Çocuklar, genellikle yetişkinlerle birlikte olmaktan sıkıntı duyarlar. Bunun nedeni, yetişkinlerin çocuk üzerinde koyduğu baskı ve çocuğun yetişkin tarafından anlaşılmadığı düşüncesidir.
4.      Öğretmen, aynı anda birden fazla çocukla ilgili olmalıdır. Bunu grup faaliyetleri ile yapabilir.
5.      Çocuklara karşı ön yargılı olmamalıdır. Çocukların değerlerinden alçak gönüllü olmaya dikkat etmelidir.
6.      Öğrencilerin birbirleriyle iyi ilişki kurmasında, öğretmenin rolü vardır. Öğretmen, bunu yaparken öğrencilerin birbirleri ile saygılı olmasını, ilişkilerinden zevk almasını sağlamalıdır. Çocuğu ödüllendirmelidir. Sınıf içerisinde sevilen öğrenci ile sevilmeyen öğrenci bir araya getirilerek, sınıf içerisinde bir kaynaşma sağlanmalıdır.
7.      Problem çözme yeteneğinin sağlanmış olması gerekir. İnsan adeta problem ağına düşmüştür. Çocuğun problemlerle başa çıkmasının öğretilmesi gerekir. Kendi sorunlarına sahip çıkmalıdır. Kendi kararlarını kendi vermesini ve kendi kendini denetlemeyi öğrenmelidir.
ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER
1. Ara sıra ufak tefek disiplin olaylarını şakaya dönüştürün.
2. Eğlenceli durumlarda sınıfla birlikte gülerseniz sınıfı kontrol edemez hale gelmekten korkmayınız.
3. Öğrencinin hiç bir soru sormaksızın itaatkar davranmasının arzu edilir bir şey olmadığını biliniz.
4. Bir öğrenciyi uyarmanız gerekiyorsa bunu herkesin önünde yapmayınız.
5. Disiplin sağlamanın birçok öğretmenin iddia ettiği kadar önemli bir sorun olmadığını unutmayınız.
6. Bazen öğretmenlerin tutumu yüzünden de öğrencilerin disiplin kurallarına uymadıklarını aklınızdan çıkarmayınız.
7. Öğrencilerinizde kendi kendini disipline edebilme alışkanlığı geliştirmeye çalışınız. Kötü bir davranışın her şeyden önce kendi kişiliğine karşı bir saygısızlık olduğunu belirtiniz.
8. Unutmayınız ki öğretmenin sınıfta disiplin sağlamak için çok sert olması gerekmez.
9. Suçluyu bulamadığınız zaman tüm sınıfı cezalandırmaktan kaçınınız.
10. Disiplin problemlerine mani olmak, bir kere olduktan sonra onu düzeltmek için uğraşmaktan daha kolaydır.
11. Disiplin problemi sizi aşmadıkça başkalarına duyurmayınız.
12. Derhal önlem alınması gereken durumlarda ya da sınıfta ders yapmanız imkansızlaştığı hallerde idareye haber veriniz.
13. Sınıfta disiplini bozan bir davranış oluştuğunda tepkide bulunmadan önce biraz düşününüz.
ÖĞRETMENLER İÇİN TEKNOLOJİ BECERİLERİ
Okullara bilgisayar ve ilgili teknolojilerin girmesi genellikle büyük yatırımlar anlamına geliyor. Yöneticiler bu teknoloji yatırımlarının hedeflerine ulaşıp ulaşmadığını ve öğrenci başarısını etkileyip etkilemediğini bilmek istiyorlar.
Araştırmalar öğrencilerin teknoloji kullanımından doğacak başarılarında en güçlü etkenin öğretmenlerin teknolojiyi kullanma becerisi olduğunu gösteriyor. Öğretmenlerin teknolojinin sadece nasıl kullanılacağını değil ne zaman ve niçin kullanılacağını da bilmeleri gerekiyor.
Öğretmenler için teknoloji becerileri olarak adlandırılan beceriler bugün okullarda öğretmenlerin karşılaştıkları teknolojileri özellikle bilgisayar ve ilgili teknolojileri rahatça kullanabilmeleri anlamına geliyor.
TEKNOLOJI BECERILERI NELERDIR?
Temel bilgisayar kullanımı becerileri (sözcük işlem, veri tabanı, Internet gibi) ve bilgisayarla ilgi temel kavram ve terimleri bilmek. kullanabilmek, verilere erişmek, onları işleyebilmek ve sonuçları yayınlayabilmek. Ayrıca temel donanım ve yazılım özelliklerini bilmek ve bunların basit problemlerini tanıyabilmek
Teknolojiyi kişisel araştırmalarda ve iletişimde kullanabilmek. Buradaki hedef teknolojiyi kişisel ve profesyonel gelişimde bir üretkenlik aracı olarak kullanmaktır. Araştırmada, problem çözerken ve iletişimde .
Bilgisayar kullanımının yasal ve ahlaki boyutlarını kavrama; örneğin sınıfta kullanılacak eğitim yazılımları ve telif hakkı ya da Internette gidilmemesi gereken siteler gibi.
Teknolojinin derslerin içine entegre edilmesi suretiyle öğrenci başarısı üzerinde etkili olabilmesinin yöntemlerini bilmek . Öğretmenlerin kendi dallarında ve farklı düzeyler için hangi teknoloji çözümlerinin uygun olduğunu bilmesi, bu teknolojileri entegre ederek dersleri yeniden planlayabilmesi, alternatif kaynaklardan haberdar olması ve farklı öğrenci gereksinimlerine farklı çözümler Çeşitli yazılım programlarını
ÖĞRETMEN - ÖĞRENCİ- VELİ İLİŞKİSİ
Öğretmen ve öğrenci arasındaki ilişkilerde; sözel ifadeler ve sözel olmayan işaretlerle pek çok şeyi birbirlerine anlatabilirler. Bu ifadeler birbirlerine ya soğukluk ya da ılıklık ifade eder. Sözel olmayan işaretlerin, psikolojik etkisinin öğretmen ve öğrenci açısından anlam ifadesi;
                                       I L I K L I L I K                                  S O Ğ U K L U K
 
Sesin Tonu                                                                                       Yumuşak                Sert
 
Yüz İfadesi              Gülümseme, İlgili olma               Donuk yüz, Duygusuz ifadesiz yüz
 
Duruş                     Diğerlerine doğru eğilmiş,            Kişinin duruşunun karşısındakinden
                          Kişinin duruşunun karşısındakine            geriye doğru olması - Sınırlı -
                                   Eğik olması - Rahat -
 
Göz Göze Gelme             Diğerlerinin gözüne                               Diğerlerinin gözüne
                                               bakma                                            bakmaktan kaçınmak                 
 
Jestler                        Açık, Onu karşı olma,                        Kapalı, Mesafeli, Kendini
                                           Hazır olma                            savunucu olma ve diğerlerinden
                                                                                                  kendini uzak tutma
 
Duruş Mesafesi                     Yakın                                                  Mesafeli
                  
AÇIK VE SAVUNUCU İLETIŞIM
 Öğrenci savunucu tutumda; öğretmen yargılayıcı bir tutum izlediğinde; karşısındakinin ses tonundan, davranışlarından değerlendirildiği, yargılandığı izlenimi alırsa hemen savunucu bir tutuma girer. Açık iletişimde öğretmen karşısındakine kuşku ve korku uyandıracak tutum izlemeden iletişimde bulunur. Öğretmenin konuşması; diğerini denetleme, belirli bir yöne çekme ya da fikrini değiştirme gibi amaçları içerdiğinde karşısındakinin savunuculuğunu arttırır. Konuya yönelik açık iletişimi içeren tutumda ise bunun aksine her iki kişide kendilerini o konu ile ilgili olarak sorumlu görerek konuşmayı sürdürür. Öğrencinin derse olan ilgisi ve isteği daha fazla olur. Anlayış ve yakınlık gösteren tutumda empatik anlayış söz konusudur. Diğerlerinin duygu ve düşüncelerine saygı gösterir. Konuşurken daha üstün olduğu tutumu izlenirse, soruna ortaklaşa eğilim sağlanmaz. Eşitlik belirten tutumda; kişi kendini üstün göstermeyen, karşısındaki kişide eşit tuttuğun anlarsa işbirliğine açık bir tutum içine girer.
Açık iletişimde; pragmatik tutum söz konusudur. Benim bakış tarzım doğru olmayabilir, benim bilgimden daha doğru olanı bulunabilir anlayışı vardır.
İşte öğretmen; yargılamayan, değerlendirmeyen, denetlemeyen, kendini üstün görmeyen, anlayış ve yakınlığın olduğu açık iletişimi kullanırsa; öğrenci öğretmeniyle daha fazla işbirliğine girer, dersleri daha bir ilgiyle dinler, daha bir çabayla derslere aktif katılır, etkin hale gelir. Böylece eğitimin gerçekleştirmeye çalıştığı amaçları kolayca gerçekleştirir.
ÖĞRENCİ İLE ETKİLİ İLETİŞİM - İLETİŞİMDE BEN DİLİNİN KULLANILMASI
Karşılıklı iletişim sırasında oluşan sorunların büyük bir bölümü, bizlerin olaylara ve davranışlara yönelttiğimiz bakış açısı ve yargılar nedeniyle oluşur. Özellikle çocukların davranışlarını yorumlarken, değerlerimiz ve eğitimden kaynaklanan yargı etiketleri ile tepkiler oluştururuz. Oysa önemli olan davranışlarla yargıları ayırabilmektir.
Örneğin; oyuncağını arkadaşlarıyla paylaşmak istemeyen çocuk,
Davranış; oyuncağını arkadaşına vermiyor,
Yargı; Bencil, düşüncesiz, paylaşmasını bilmeyen etiketler.
Sorunları ayırt edebilmek ve müdahalelerimizi gereken yerlerde doğru olarak yapabilmek için bir davranış penceresi çizelim.
DAVRANIŞ PENCERESI
Kabul Edilir
Kabul Çizgisi
Kabul Edilemez
İzlediğimiz her kimsenin davranışı bu pencere içinde yer alır. Davranışların kabul edilip edilmemesi bizlerin o davranışa tanık olduğumuzda yaşadığımız duygularla bağımlıdır. Davranış oluştuğunda olumsuz duygular yaşıyorsak davranışı kabul etmeyiz. Olumlu duygular yaşıyorsak o davranışı görmezden gelebiliriz.
KABUL ÇİZGİSİNİN DEĞİŞKENLİĞİNİ 3 ÖNEMLİ ETKEN YARATIR
 
1 - Ben                                      2 - Çocuk                                     3 - Çevre
Çocuk > Davranışın kabul edilip edilmemesi çocuğun yaşına, davranışın tekrar sayısına ve bize benzemesine bağlıdır. Çocuğun bizim kafamızda var olan değer yargıları çerçevesinde gösterdikleri davranışları kabul etmemiz daha kolaydır.
 
İLETİŞİMDE İFADE HATALARI
Çocuklar ve yetişkinler arasında çıkan en büyük sorun, çocuğun veya gencin olumsuz davranışları sonunda oluşur. Gencin yapmış olduğu davranış yetişkin tarafından kabul edilmediğinde genellikle gösterilen tepkiler şöyledir: “Sen nasıl bunu yaparsın ? Ne laf anlamaz çocuksun ? Ne zaman adam olacaksın ? Geri zekalı !.....” Bu çıkışmalar kızgınlık ifadesidir. Burada özellikle kullanılan ifade tarzı kişiye yönelik SEN mesajı, sen-dilidir. Toplumumuzda kızgınlık ifadeleri genellikle sen dili ile yapılır.
Ancak sen dili ile yapılan ifadeler, kızgınlığın gerçek nedenlerini açıklamaz. Olumsuz davranışın karşıdaki üzerindeki belirgin etkileri açık değildir. Gençlerle yapılan mülakatlarda, gençlerin çoğu zaman yetişkinlerin neden kızdıklarını pek anlayamadıklarını gösterir. Sen mesajında açık olan tek şey saldırıdır. İfade edilen kızgınlık davranışa değil, kişiliğe yöneldiği için gencin onurunun kırılmasına neden olduğu için direnmesine ve karşılık vermesine neden olur. Sen dili ile ifade edilen kişiliğe yönelik kızgınlık bireyler üzerinde onarılmaz yaralar açar. Kimlik duygusunun ve özgüvenin yaralanmasına yol açar. Zamanla gençte sen dilini kullanmayı öğrenir. Ve karşılıklı çatışmalar yaşanır.
Bunun çözümü BEN dili ile konuşmaktır. Ben dili yetişkinlerin olumsuz davranış sırasında yapmakta olduğu olumsuz etki ve duyguları açıklayan dürüst ve sorumlu bir kırgınlık ifadesidir. “ Ulan, kes şu müziğin sesini” demek yerine “müzik bu kadar yüksek açılınca okuduğumu anlamıyorum” demek, karşı tarafa kızgınlığın nedenini açıkladığı gibi, gencin kişiliğine bir saldırı niteliği taşımadığı için dinlenme ve uyulması daha olasıdır. Ben mesajları gerçek yaşantı ve duygularımızı ortaya koyduğundan, onun bizi ve gereksinimlerimizi daha iyi görebilmesine ve savunucu tutuma geçmeden sorumluluğunu kabul etmesine yardımcı olur.
Çocuğun davranışını kendi isteğiyle ve bize verdiği değer yüzünden değiştirebilmesi için, sorunumuzun ve kızgınlığımızın nedenini bilmesi gerekir.
BUNUN İÇİN 3 TÜRLÜ BİLGİ GEREKİR
ü      Sorunu yaratan davranış hangisidir?
ü      Bu davranışı bizi nasıl etkilemektedir?
ü      Bu etkinin bizde uyandırdığı duygular nelerdir?
BU 3 BILGI IÇEREN MESAJ “BEN” MESAJIDIR. BEN MESAJI BU ÜÇ BÖLÜMÜ IÇERMELIDIR.
1.Kabul edilmeyen davranışın yargısız, suçlayıcı olmayan tanımı:
ü      “Ne saygısız çocuksun” yerine, “neden saygısız?” hangi davranış. 
ü      “Müziği bu kadar yüksek açtığın zaman ...” davranışın tanımıdır.
 
2.   Bu davranışın bizde oluşturduğu etki:
ü       Başım ağrıyor,
ü       Okuduğumu anlamıyorum,
ü       Konuşmaları duyamıyoruz gibi...
3.   Olumsuz davranışların bizde yarattığı duygular.
Sinirleniyorum, kızıyorum, üzülüyorum, korkuyorum.
Dolayısıyla ben dili ile ifade edilen kızgınlık, başkaları hakkındaki değerlendirme ve yorumlarımızı değil, bizim olay karşısındaki gerçek duygu ve yaşantımızı açıklar. Duyguların açıklanması ve ifade edilmesi çok önemlidir. İnançlar, zevkler, değerler ve düşünceler insandan insana farklılık gösterse de, duygular bütün insanlarda aynıdır. Sadece yoğunluğu değişir. Buda bireylerin birbirlerini anlamalarını kolaylaştırır.
BEN DİLİ İLE KONUŞMANIN 3 TÜR OLUMLU ETKİSİ VARDIR
Konuşanı rahatlatır. Duyguların açıklanması kişinin rahatlamasına ve birikim yapmamasına yol açar. Belirgin etkiyi düşünen yetişkin, bazen belirgin bir etki olmadığını farkeder. Aslında kızgınlığın çocuğun davranışı ile ilgili olmayıp, özel yaşantısında karşılaşmış olduğu bir olumsuz durumdan kaynaklandığını farkeder. Ben mesajında gence karşı bir saldırı olmadığı için savunma durumu ortaya çıkmaz ve çocuk, yetişkinin gereksinimini karşılamak amacıyla, davranışın sorumluluğunu üstlenir; değiştirmeye yönelebilir. Bu durumda çocuk dış kontrol ve tehdit yerine iç kontrol ve denetim kazanır.
ÇOCUKLARLA İLETİŞİM NASIL KURULUR
v     Çocuğa, sorunların önemsiz, saçma sapan ve geçersiz olduğu anlamını verebilir;
v     Çocuk bir güçlükle karşılaştığında açık davranmaktan çekinebilir.
 
İletişim engelleri, kendini anlatmaya çalışan çocuğu yardımcı olmadığı gibi, onun ileriki sorunlarını da anlatmamasına, içine atmasına neden olur. Bunun yerine yapılacak yardımcı davranışlar şunlar olabilir:
SESSİZLİK: Sessizlik kadar kişiye konuşma olanağı tanıyan güçlü bir etken yoktur. Sadece sessiz durarak karşıdaki kişiye, çocuğa konuşma alanı bıraktığımız için, çocuk konuşmaya yönelebilir.
EMPATİ: Kendini karşısındakinin yerine koyarak olaylara onun gözleri ile, onun dünyasından bakmaya çalışmaktır. Kedisi öldüğü için ağlayan bir çocuğa: “Ne varmış bir kedi için üzülecek” gibi bir iletişim engeli yerine, kendini çocuğun yerine koyarak, kedinin onun yaşamında ne denli önemli olduğunu anlamaya çalışmak, empati kurmaktır. Empatinin en önemli göstergesi, diz çökerek çocukların dünyayı görüş açılarına bakmaktır. Çocuklar küçük yaşlarda bir bacaklar dünyasında yaşarlar. Dolayısıyla, çocuklarla konuşurken diz çökerek onları anlamaya çalışmak veya kaldırıp kucağına almak, çocuğu anlamaya daha açık bir davranış şeklidir.
KABUL: Çocuğu sorunu ile birlikte yargılamadan kabul etmek. Çocuğun hata yapabileceğini, yaşının icabı doğru yargılayamayacağını düşünerek, çocuğu o anda (yani sorunu sırasında) günahı ve sevabıyla kabul ederek onu anlamaya çalışmaktır.
DÜRÜST OLMAK: Derdini anlatmaya çalışan bir çocuğa mutlaka yetişkin görüşü ve rolüyle yaklaşmak yerine (yani anne - baba rolü yerine), insan olarak yaklaşmaya çalışmak, ve onu duygularını anne-baba bakışıyla değil, bir insan bakışı ile algılamaya çalışmak, gereken cevapları vermek yerine, dürüst cevaplar vermeye çalışmak, çocuğa daha yakın, daha anlamlı bir yaklaşım verir. Bütün bunlar dinlemeye açık yardımcı davranışlardır. Katılımlı Dinleme yöntemi ile çocuğu daha iyi anlayabilir ve rahatlatabiliriz.
KATILIMLI DINLEME: Katılımlı Dinleme basit bir tekrardır çocuğun söylediklerini duyduğumuza dair bir mesajdır. Bu mesaj çocuğun söylediklerini özetleyebilir ve çocuğun sorun sırasında yaşamış olduğu duyguları dile getirebilir.
 
 
 
ÖĞRETMENLER ERGENLERE NASIL DAVRANMALI? NASIL DAVRANMAMALI?
*Gençlerle şakalaşın, espri yapın, ama sakın alay etmeyin.
*Onları anlamaya ve empati kurmaya çalışın ama sakın yaşadıklarını küçümsemeyin.
*Onlara kuralları açıklayın ve uymalarını isteyin ama bunu otoritenizi kanıtlama yolu olarak kullanmayın.
*Gençleri kabul edin, değer verin ancak bu durum onların her davranışını onaylayın demek değildir. Yanlış davranışlarını onaylamadığınızı gösterin, elbette uygun bir şekilde.
*Gençlere görev ve sorumluluk verin ama onu baştan yenilgi ve başarısızlığa mahkum edecek görevler yüklemeyin.
*Gençlerin olumlu davranışlarına projektör tutunuz. Ama bunu abartmaktan kaçının.
*Gencin sizinle paylaştığı sırlarına saygılı olun, başkalarıyla paylaşmayın.
*Gençler yetişkinlerin ‘her şeyi bilen, çok anlayışlı, mükemmel’ görünmesinden hoşlanmazlar. Onlara uzun nutuklar çekmekten kaçının.
*Gençlerin kendilerini ve sorunlarını ifade etmelerine fırsat verin.  
Özel Bir Öğretmen
 
 
EVRENSEL AHLAKI DEĞERLERE SAHIP BIR ÖĞRETMEN
Ø                     Sevgi dolu bir insan .
Ø                   Saygılı ve saygın,
Ø                   Şefkatli,
Ø                   Hoşgörülü,
Ø                   Adil,
Ø                  İyi bir dinleyici,
Ø                   Sabırlı,
Ø                  Dürüst, açık ve güvenilir ;
 
EVRENSEL AHLAKI DEĞERLERE SAHIP BIR ÖĞRETMEN
Ø                   Özür dileyebilen,
Ø                    Yüreklendirici ve yardımcı,
Ø                   Takdir edici ve onore edici,
Ø                    Sempatik ve espirili,
Ø                   İşini büyük bir heyecanla yapan,
Ø                   İnsan hak ve hürriyetlerine değer veren,
Ø                   Soğukkanlı olan,
Ø                   Kendine güvenen, kendisiyle barışık olan.
 
MESLEKİ BİLGİYE HAKİM BİR ÖĞRETMEN
Ø      Branş Formasyon
Ø   Aktüel Formasyon
 
İMAJI DÜZGÜN BIR ÖĞRETMEN
Ø                  Bedensel Bakım
Ø                  Kıyafet Bakımı
ŞIVESI DÜZGÜN VE KIBAR BIR ÖĞRETMEN
ü         Güzel ve etkili konuşma (Diksiyon)
İKINCI İŞ SAHIBI OLAN ÖĞRETMEN
Ø                  Resim
Ø                  Heykel
Ø                  Müzik Enstrümanı Kullanma
Ø                  Dağcılık
Ø                  Kampçılık
Ø                  Yamaç Paraşütü
Ø                  Bisiklet
Ø                    Trakking
 
İKINCI İŞ SAHIBI OLAN ÖĞRETMEN
Ø                  Salon Sporları
Ø                  Yabancı Dil (İngilizce,Fransızca,İtalyanca)
Ø                  Bilgisayarda Uzmanlık ( Web Hazırlama)
Ø                  Yerel Gazeteye Yazı Yazma
Ø                    Bale
PARADIGMASI GENIŞ BIR ÖĞRETMEN
ÇOK YÖNLÜ BIR ÖĞRETMEN
Ø                  İyi Bir Gözlemci Olma
Ø                  Tv,Radyo Takip Edebilme
Ø                  Günlük Gazeteleri Takip Edebilme
Ø                  Aylık ve Haftalık Dergileri Takip Edebilme
Ø                  Sinema ve Tiyatroyu Takip Edebilme
 
MUTLULUĞU ÖĞRETEN BIR ÖĞRETMEN
İnsanları Sadece Geleceğe Hazırlama Değil, Günlük Yaşantılarında da Etkili Olabilme.
ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ İLİŞKİLERİ
Ne kadar yıllık öğretmen olursanız olun, her gün sınıfa kafanızdakileri uygulamak ve öretmek için girersiniz.Yinede iyi niyetle alınmış kararlarınızın öğrencilerin istekleri ile çatıştığını hemen anlarsınız.. Karşınızdaki gerçek ihtiyaçları, beklentileri, sorunları olan öğrenciler vardır. Bir çoğu sizi dinlemeyecek işbirliği yapmayacaktır.
Günümüz öğretmenleri, sosyal çalkantılarla sarsılan bir kuşakta yetişen öğrencilerle karşı karşıyadırlar. Toplumdaki değişiklikler bizi heyecanlandırabilir. veya umutsuzluğa sevk edebilir. Her şeye rağmen içinde bulunduğumuz dünyada yaşamak ve öğretmek zorundayız. Öğrencilerimizin belirli bazı beklentileri vardır. Kendi haklarını talep ettikleri veya otoritemizi sorguladıkları zaman onları yanıtlamasını bilmeliyiz. Eski yöntemin ‘ben öğretmenim benim dediğim olur’ yanıtı artık geçerliliğini yitirmiştir.
Burada kontrol kimin elinde? sorusu aklımıza gelmektedir. Biz öğretmenlerin geleneksel disiplin yöntemlerinin neden çalışmadığını anlamanın ötesinde öğretim ve öğrenimde gerekli olan ve öğrencilerin gereksinme duydukları,özgürlüğü yansıtmayan yön ve düzeni sağlayacak yeni yöntemlere ihtiyacımız vardır. Bu eşitlik çağında öğrencilerimizi nasıl güdüleyip, disipline sokabileceğiz? Sınıfta güç gösterilerinin özellikle öğretmen ile öğrenci arasında yeri yoktur. Yinede iyi bir eğitim- öğretim sağlanabilmesi için sınıf içinde düzenin sağlanması gerekir. Öğretmen ödül ve ceza dağıtan konum ve güç yolu ile üstünlük kurmaya çalışan bir despot olmayı seçebilir. Böyle bir sınıf düzenli olabilir ama öğrencileri demokratik bir topluma hazırlayamaz.Daha ötesi aşırı ödül ve cezanın öğrenmeyi engellediği görülmüştür.. Öğrencileri kabul etmedikleri veya anlamadıkları bir şekilde denetim altına sokmaya çalışırsak güdülenmiş ve kendini disiplin etmiş kişiler yetiştiremeyiz.
O zaman öğrencilere istediklerini yapmalarına izin mı vereceğiz? Geri kalan tek seçenek sınırsız hoşgörü olan bir sınıf mı? Edilgen bir tutumla öğrenmenin kendi kendine oluşmasını mı bekleyeceğiz? Tabi ki hayır.
ÖĞRETMENİN DÖRT GÖREVİ
BU BÖLÜMDE , ÖĞRETMENIN OKULDA VE OKUL BÖLGESINDE IŞINI INCELEYELIM.
 
 
ÖĞRETMENLİK VE İŞLEVLERİ
Öğretmen , İdare ve yönetim , mesleki / konu alanı uzmanlığı ve öğrenci danışmanlığı. Bu bölümde her birini tek tek inceleyelim. Ayrıntılı bilgi ileriki bölümlerde verilecektir.
ÖĞRETME GÖREVİ
Sizler, bir sınıf, sınıftaki grup üyesi ve birey olarak öğrencilerin öğretmenisiniz.
Sizin işiniz öğretmek , öğrencilerin işi ise öğrenmektir.
Öğretmek , öğrenme sürecini yönlendirmek demektir. Siz öğrencilerin öğrenmesine rehberlik eden bir kılavuzsunuz. Öğrencilere yardım etmek amacıyla yapabileceğiniz ilk şey , öğrenme hedeflerini açıklamaktır. Sonuç olarak bu öğrenciye gerçekçi öğrenme amaçları oluşturmada yardımcı olur. Özetle: Öğrenme durumuna , öğrenme sürecinin temellerini oluşturursunuz.
İDARE VE YÖNETİM GÖREVİ
Bu görevi yerine getirdiğinizde , bir eğitim programını planlamak , yönetme ve işletme işlevini yerine getirmiş olursunuz. Okulunuzdaki program , İlkokul , Ortaokul fen dersi , orta okul matematik dersi veya mesleki teknik dersler şeklinde olabilir. Sizden okulun eğitim faaliyetlerini işbirliğiyle planlamanız ve gerçekleştirmeniz beklenir. Bu görevin bir diğer önemli yönü de , fiziksel imkanların öğretim gereçlerinin planlanması , düzenlenmesi ve korunmasıdır. Eğitim programınızı öğrencilerinize göre düzenleyip , güncelleştirerek programınızın ve okulunuzun etkinliğine katkıda bulunabilirsiniz .
 
MESLEKİ /KONU ALANI UZMANLIK GÖREVİ
Öğretmen olarak öğretmeniz istenilen konu alanı ilgili bilgi ve becerilerin kaynağı olmanız beklenir. Yaşam boyu öğrenmeye katılmanız beklenir. Uzman olarak bu konu bilgisi açısından kesin ve güncel olmanız gerekir. Ayrıca eğitimdeki yeniliklere ayak uydurabilmek için yeni bilgi , beceri ve davranışlar geliştirmeniz gerekir. Özellikle de bilim , teknoloji , ekonomi , iş dünyasındaki değişiklik ve gelişmeler ile milli Eğitim politikasındaki değişikliklere ayak uydurmanız gerekecektir. 
Türkiye’de eğitim programları , güncelliği yakalamanıza ve yaşadığınız anın ötesine geçmenize , geleceğe hazırlanmanıza yardımcı olmak amacıyla oluşturulmuştur. Bu hizmet içi faaliyetlere katılınız.
Kendiniz kişisel bir mesleki gelişim planı hazırlamanız çok faydalı olacaktır. Bu önemli faaliyet hakkında ek bilgi , Hizmet içi Eğitim Kılavuz Kitabının II. Bölümünde verilmiştir.
ÖĞRENCİ DANIŞMANLIK GÖREVİ
Etkili bir öğretmen gerektiği zaman öğrenciye arkadaştır. Bazı durumlarda öğretmen ailenin yerini alır.
Kariyerler/ Meslekler ile ilgili endişeleri olan öğrencilere rehberlik etmeye hazırlıklı olun. Öğretmenin öğrencilere karşı takılması gereken diğer etkili tavırlar:                                          Öğrencilerle çalışırken anlayış ve sempati gösterin.
Öğrencilerle olan ilişkilerinizde dostça ve nazik davranın .
Öğrencilere eğitim problemlerinde olduğu gibi kişisel problemlerinde de yardımcı olun.
Öğrenci faaliyetlerini yönetin ve iyi yapılan işi ödüllendirin .
Öğrencilerin yapabileceklerinin en iyisini yapmaya teşvik edin .
Öğrencilerin ilgi ve görüşleri hakkında bilgi edinin .
Öğrencilere gülümseyin ve gerekirse onlarla birlikte gülün.
Etkin dinleme becerileri geliştirin.
Dikkatli , destekleyici öğrencilerin kendilerini güvenli hissedecekleri bir atmosfer oluşturun.
Öğrencileri , problemlerini kendi kendine çözmede destekleyin   ve yaptıklarını değerlendirin .
ÖĞRETMEN OLUN ANLATICI DEĞİL
ÖĞRETME NEDİR?
Öğretme , öğrenme sürecini yönlendirmektir. Öğrenme süreci dört temel aşamadan meydana gelir:
1/ UYARICIYI SEÇME / SUNMA
2/ UYARICIYI ALMA
3/ UYARICIYI ALGILAMA
4/ ALGILARA DAYANARAK HAREKET ETME
            (Sonuç olarak öğrenme oluşur. ) Öğretmen olarak işiniz öğrencileri , istenilen davranış değişikliklerinin oluşması için bu dört aşamadan geçirmektir.
 
“İYİ ÖĞRETİM” NE DEMEKTİR?
İyi öğretim , öğrencide istendik ve kalıcı izli davranış değişiklikleri - düşünme , değerlendirme , muhakeme , sebep gösterme , iletişim, yaratıcılık , tutum , değer, kavrama ve psikomotor, becerilerdeki değişmeler – meydana getirmektir.
İyi öğretim öğrencide öğrenmeye karşı isteklilik uyandıran bir etkinliktir.
DERSİ ANLATMA
İşte size dersinizi anlatmada yardımcı olacak altı teknik beceri. Bunlar sayesinde de sizin öğrenciyi esas alan bir öğretiminiz olacak. Bu teknikler veya beceriler , dersi öğrencilere ilginç kılacak, böylece de dersin sonunda öğrencilerin zihinsel, psikomotor ve duyuşsal davranışlarında istenilen değişiklikler görülecek.
Öğrenci ilgilerinin çekilmesi ve korunması :
.Öğrencilere , ihtiyaçları çerçevesinde dersin önemini ve hedeflerini anlamalarına yardımcı olun. “Bilinenden bilinmeyene doğru gidin.”
.Öğrencinin derse olan ilgisini , çeşitli öğrenci isteklerine , değerlerine ve değişen öğrenci katılım türlerine yer vererek çekin. Bütün öğrencilerin dersin belirli dönemlerinde aktif katılımda bulunma fırsatı olmalıdır. Katılan öğrencilere de olumlu davranın, ayrıca , dersi dinlemeyenleri tespit ederek bunları da derse katılmaları yönünde teşvik edin.
Öğrencinin düşünmesini sağlama :
Derste öğrenci katılımını sağlamak için sorular sorun. Çoğunlukla tecrübesiz öğretmenler, öğrenciden gelebilecek şu karşılığı “Öğretmen ol anlatıcı değil” doğrularcasına , öğrencileri derse katacak ve davranışlarını ölçecek sorular sormak yerine sadece konuları anlatır.
Ezberlemeyi vurgulamak yerine öğrencinin düşünmesine ve eleştirmesine , kararlar vermesine ve problem durumlarını incelemesine yardımcı olacak türde soruları kullanın. Üst düzey sorular( Sentez , değerlendirme gibi ) ,öğrencilere fikirleri hatırlamak yerine kullanmalarında yardımcı olur.
Araştırmaya yönelten sorular kullanın. Bu sorular , öğrencilerin “ilk anda cevaplayabilecekleri” türden soruların ötesine gitmesini gerektirir. Öğrenciden makul ve mantıklı cevaplar isteyin. İlk öğrencinin verdiği cevap konusunda   düşünmelerini isteyerek diğer öğrencileri de tartışmaları katın.
Öğrencilerin soruları üzerinde düşünmeleri için zaman tanıyın. Sınıftaki tartışmalar sırasında oluşacak sessizlikten veya suskunluklardan korkmayın. Sessizlik sınıfta etkili bir araçtır. Örneğin bir öğrencinin sorusundan sonra biraz duraklama soruyu bir bakış veya hareketle başka bir öğrenciye yöneltme şeklinde kullanılabilir.
 
ÖĞRETİM ARAÇ VE GEREÇLERİNİ KULLANMA
Ders için uygun öğretim araç gereçleri ( Görsel , işitsel, donanım , ders levhası , örnekler, filmler, referans kitapları, broşürler, tebeşir tahtası, tepegöz saydamları vs. ) kullanın.
Seçilen öğretim araç gereçlerini etkili kullanın. 
Sınıfınızın tamamıda “Öğretim gereci” olarak kabul edilir. Ayrıca öğrenme çevresinin bir unsurudur. Odanızda çöp bulundurmayın. Eşyaları tertipli ve düzenli tutun. Uygun ve rahat bir öğrenme ortamı yaratın.
ÖĞRENCİLERLE ETKİLİ İLETİŞİM KURMA
Yönerge ve açıklamalarınız anlaşılır olmalı . Öğrenciler yanlış anladığında , farklı kelime ve fikirlerle yönerge ve açıklamalarınızı daha anlaşılır hale getirir. Yanlış anlamaların farkına , öğrenciler sormadan varın.
Sınıfınızdaki öğrencilerin yorum ve sorularını kullanın. Öğrenci cevaplarını olumlu bir tavırla karşılayın.
Ders esnasında öğrencilere geri bildirimde bulunun. Hem doğru hem de yanlış cevaplara geri bildirimde bulunun. Öğrencilerin kendi ve birbirlerinin performansını değerlendirmelerine yardımcı olun.
Öğrencilerinize kabul edilebilir yazılı ve sözlü ifadeler kullanın. Konuşmanız anlaşılır ( Doğru telaffuz ve söyleyiş) ve gramer açısından doğru olmalıdır. Yazınız okunabilir olmalıdır.
SINIFI ETKİLİ YÖNETME VE KİŞİLER ARASI İLİŞKİLERE REHBERLİK ETME
               Sınıf faaliyetlerinin çeşitli ve uygun bir hızla ilerlemesini sağlayın. Sözlü ve sözlü olmayan ifadeleriniz istenen öğrenci davranışını pekiştirmelidir. Öğrencilere nazik davranın. Öğrencilerle ilgilenirken adil ve tarafsız   olun. Doğru ve yanlış davranışlar için sözlü geri bildirimde bulunun. Öğrencilerden beklediğiniz davranışı açıkça belirtin. Uygun davranışı pekiştirin. Önemsiz davranışı dikkate almayın    Uygun olmayan öğrenci davranışlarına da çabuk ve adil bir şekilde müdahale edin                    Sınıfın tamamı yerine uygun olmayan   davranışta bulunan öğrencilerle ilgilenin. Öğrencilerin davranışlarına uygun uygulamalarda bulunun.
Sizinle öğrencileriniz ve öğrencilerin de kendi aralarında yakınlık ve dostluk belirtileri olmalıdır. Öğrenciler diğerlerinin fikirlerinin kibarca kabul veya reddetmelidir. Sabır ve anlayış gösterin. İğneleyici ve alaycı bir dil kullanmayın. Ayrıca zamana ve açıklamaya ihtiyaç duyan öğrencilere sabır ve ilgi gösterin. Davranışlarınızla   öğrencilere problemlerinin anlaşıldığını gösterin.
İyi bir görev zamanlaması yapıp, ders zamanını uygun bir şekilde kullanmalısınız. Derslerinize hemen başlayın. Gecikmelerden ve ilgisiz konulardan kaçının.
 
ÖĞRENCİLERE ÖĞRENDİKLERİNİ PEKİŞTİRME VE UYGULAMA FIRSATI VERME
Öğrencileriniz derste öğrendiklerini uygulama noktasına getirmelisiniz. Buna “sonuca” ulaştırma da diyebiliriz. Sonuç, dersin içerik özetinden daha kapsamlı bir geçmiş bilgi ile yenisi arasında bağlandı kurmada yardımcı olur. Sonuç , öğrencilere ihtiyaç duyulan başarı hissini vermelidir.
Öğrencinin pratik ve uygulamaları öğretme öğrenme sürecinin bir parçası olmalıdır.
İSTENMEYEN ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARININ GENEL SEBEPLERİ
ü      Öğretmen davranışları, okul çevresi, ev ortamı ve öğrenci kişiliği , istenmeyen öğrenci davranışlarının oluşması ve ya engellenmesinde etkileşimde bulunur.
ü      Öğretmenliği yeni başlayanlar ve yeni bir sınıfa giren tecrübeli öğretmenler için okulun ilk birkaç haftasına kötü bir başlangıç yapmak , istenmeyen öğretmen –öğrenci ilişkilerinin gelişmesine sebep olur.
ü      Öğrencilerin kural ve prosedürlere uymaması ve görevlerini tamamlamadaki başarısızlıkları istenmeyen ilişkilerin gelişmesine ve nihayetinde öğrencilerin daha az öğrenmelerine yol açar.
 
 
ÖĞRETMENİN DAVRANIŞI SINIF ÖĞRENMESİNİ ETKİLER
Öğretmenin hem kişiliği hem de davranışı öğrencilerin davranışını etkiler . Bu yüzden öğretmenler , davranışlarıyla sınıfta öğrenmeye elverişli bir hava oluşturmaya çalışmalıdır. Öğrenmeye elverişli bir sınıf ortamı bir çok öğrenci davranış problemlerini ortadan kaldırır.
Öğrenci davranışları üzerinde olumu etkisi olan bazı belirgin öğretmen davranışları :
Öğrencilere saygı duyun. Bazı öğrenciler kendilerine olan güvensizliklerinden uygun olmayan davranışlarda bulunurlar veya başarısız olurlar. Öğrencinin öğretmeninin kendisine değer verdiğini görmesi , olumlu davranışlar göstermesine neden olur.
DERSTE RAHATÇA SORU SORULMASINA İZİN VERİN
Öğretmenin sözel davranışlarını öğrenci davranışı üzerinde önemli bir etkisi vardır. Öğretmenin sözlü davranışı , öğrenene dayalı olarak sınıflandırılabilir: 
Öğreneni destekleyici cümle veya sorular
Öğrencilerin söylediklerini veya sorularını kabul etme /açıklama.
Problem çözücü açıklama veya sorular. Bu tür tepkiler tedirgin etmeyen bir öğretmen rolünü yansıtır  
SINIF DAVRANIŞ STANDARTLARI OLUŞTURUN
Öğrenciler , bireysel veya grupla çalışırken kendilerinden ne beklendiğini açıkça anlamalıdırlar.
Sınıf veya lâboratuar için önerilen bazı uygulamalar.
Davranış standartları geliştirin. Ve bunları kullanarak iletişim kurun .
Davranış standartlarının nasıl algılandığını değerlendirin.
Davranış, standartlarının etkinliğini değerlendirin.
MOTİVE EDİCİ FAALİYETLER VE ŞARTLAR SAĞLAYIN
Bir çok başarılı , tecrübeli öğretmen , öğrencilerin ( özellikle de yetişkin olanların ) hayattaki amaçlarını gerçekleştirmek için motive edilmeleri gerektiğinin bilincindedir. Öğrencileri motive eden unsurlardan biri öğretmenin öğrenme konusuna karşı tutumudur. Kendini öğretmeye adama , sabır ve öğrencilerle samimi olarak ilgilenme , etkili öğretmen niteliklerinden bazılarıdır. Bu nitelikler hakkında daha geniş bilgi için şekil 7 yi inceleyin.
Şekil 7 , iyi bir öğretmen olabilmek için gerekli olan 3 önemli yeterliği açıklar: “parçası olma” , “hakim olma imajı” , ve “öğrenci merkezli olma”
DİĞER BAZI ÖNERİLER
Öğrencinin yaptığı işe ilgi gösterin .Gerektiğinde de bizzat yardımcı olun                                        Açık olun                                                                                                                                                        Acele etmeyin; konuları öğrenci seviyesine uygun bir hızda sunun.                                                 Değişik yöntem ve materyaller kullanın.                                                                                Öğretiminizi dikkatlice planlayın ve öğretime iyi hazırlanın.                                               Öğrencilere hedefleri ve bunların önemini açıklayın.                                                          Öğrencilerin tartışma , ödev ve grup çalışmaları ve planlanması yoluyla öğretme –öğrenme sürecine katılımlarını sağlayın.                                                                                                 Öğrencilere amaçları tanımlayacak ve geliştirecek sorumluluk verin ve yardım edin .                      Geri bildirimi teşvik edin .                                                                                                      Öğrencilerin nasıl değerlendirilecekleri konusunda bilgilendirin.                                                  Not verme , öğretmenler için güçlü bir motive aracıdır.                                                                                                          Öğrencinin yanlış davranmasını engellemede yardımcı olacak bazı ek öneriler
Öğrencinizle dostluk kurun.                                                                                                     Öğrencilerin onların yararına çalıştığınızı bilmelerini sağlayın.                                                           Her öğrencinin kişisel problemleri ve endişeleri ile ilgilenin                                 .                Öğrencilere yardım etme fırsatı verin .                                                                                               Bütün öğrencilere eşit ve saygılı davranın .                                                                                           Sınıfın moral düzeyini ve bağlılığını artırın.                                                                                        Bütün sınıfı içeren faaliyetler organize edin , Alan gezisi gibi .                                                             Grup olarak karar almaya ve grup içinde sorumluluk almalarına fırsat verin .                                     Her öğrenciye beklentilerinizi açıkça belirtin.
ÖĞRENCİLERLE İLİŞKİLERDE VE DEĞİŞİK DURUMLARDA TUTARLI BİR TAVIR SERGİLEYİN
Yanlış bir davranışı kişiselleştirmeyin.                                                                                                   Yanlış yapan öğrencinin , kendisinden değil davranışlarından hoşlanmadığımızı anlamasını sağlayın Öğrencilerle etkili iletişim kurun.


Etkili konuşun .
Öğrencilere kendilerini ifade etme fırsatı tanıyın.


YANLIŞ DAVRANIŞIN NEDENİNİ BELİRLEYİN
Kurallar, belirli bazı şartlar altında öğrenci davranışlarını değiştirebilir.
Öğrenciler kuralları bilmeli
Öğrencilere kuralları geliştirmede imkan tanıyın. ( Sahip olma duygusu geliştirirler)
Sadece etkili bir öğretim için gerekli kuralları geliştirin
Kısa Fakat Kapsamlı Bir Kural                                                                                                                  Hiç kimse beni öğrenmek isteyen birine bir şey öğretmekten alıkoyamaz.                                Hiç kimse öğrenmek isteyen birini öğrenmekten alıkoyamaz.
OKUL ORTAMINI DEĞİŞTİRİN
Sınıf , Atölye veya laboratuarı öğretime en uygun şekilde düzenleyin.
Temiz , çekici bir ortam , güvenlik ve disiplin duygusu verin.                                                               Özetle davranış problemlerini ele almada temel ilke , objektif ve tutarlı   olmak ve kişisel olmamaktır.
İYI BIR ÖĞRETMENIN SAHIP OLMASI GEREKEN 3 ÖNEMLI YETERLILIK
Parçası (içinde) olma.                                                                                                                                           Çevre ile uyumludur.                                                                                                                  Öğrenci hareket ve tepkilerini tahmin eder.                                                                                               Sınıfın gittiği yönün ve düzeyin bilincindedir.                                                                                             Gereken yerlerde müdahale eder.                                                                                                          Sorumlu olma imajı.                                                                                                                                       Sınıf faaliyetlerinin zamanını ve yönünü yönlendirir.                                                                        Yeterli düzeyde kontrol ve organizasyona sahiptir.                                                                                       Hazırlıklı ve bilgilidir.                                                                                                                              Öğretmeyi sever, kendinden emindir.
ÖĞRENCİ MERKEZLİ OLMA
Ders , öğrencilerin mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlarına göre şekillenir.
Öğrenme faaliyetlerinde öğrenci sorumluluğunu yaratır.
Terbiye, sevgi ve öğrenme atmosferi yaratır.
Okul Sisteminin İçerisinde Çalışma
OKULUNUZUN YÖNETİM DÜZEYİNİ BELİRLEYİN VE BUNDAN FAYDALANIN
İdarecilerinizin kim olduğunu ve hiyerarşi düzeyini öğrenin. Her bir idarecinin görevleri ve sorumlulukları hakkında bilgi edinin. Grup öğretmeninden veya idarecinizden yardım isteyin. Durum kontrolünüzden çıkıncaya kadar beklemeyin. Onlar size ğretim sorunlarınızda yardımcı olmak için oradalar. Yardım istemek sizin başarısız bir öğretmen olduğunuzu göstermez. Aksine , başarılı bir öğretmen olmak istediğiniz anlamına gelir. Okulunuzun kurallarını, yönetmeliklerini ve politikasını öğrenin ve bunları öğrenin. Bir çok okul yeni öğretmenlerine okulda yürürlülükte olan kural, yönetmelik ve politikaların bir kopyasını verecektir. Eğer böyle bir şey almadıysanız, bölüm başkanlarından veya idarecilerinizden bir tane alın veya okumak için bir tane isteyin. Eğer bir kuralı, yönetmelik maddesini veya politikayı anlamazsanız, idarecinizden açıklamasını isteyin. Anlamadığınızda soru sormakta tereddüt etmeyin. Şimdi anlamanız dönem içinde olabilecek utandırıcı şeyleri veya problemleri engelleyecektir.
ÖĞRETMEN ARKADAŞLARINIZLA İYİ İLİŞKİLER KURUN
Okulda başka yeni öğretmenlerde olacaktır. Onlarında sizinki gibi soruları ve endişeleri olacaktır. Onlarla tanışın. İsimlerini ve konu alanlarını öğrenin.                                                 Okuldaki tecrübeli öğretmenlerle de iyi ilişkiler kurun. Onlar da “yeni öğretmen” olma tecrübesini yaşadılar. Sizinle paylaşacak çok şeyleri olacaktır.
 
OKULDAKİ HER ÇEŞİT FAALİYETE YARDIMCI OLMAK İÇİN HAZIR VE İSTEKLİ OLUN
Eğer okul geleneklerini öğrenmek için çaba sarf ederseniz , okulunuzda öğretmen olarak daha çabuk kabul edileceksiniz.
Okulun geleneksel faaliyetlerine en iyi nasıl yardımcı olabileceğinizi belirleyin. Katkıda bulunacağınız özel yetenek ve beceriniz olacaktır. Bunlar diğer öğretmenler ve idareciler tarafından memnuniyetle karşılanacaktır.
Bazı faaliyetler okul saatlerinin dışında yapılacaktır. Bu faaliyetler , sınıf öğretimizin niteliğini olumsuz etkilemeyecek şekilde, elinizden geldiğince katılmak sizin profesyonel sorumluluğunuzun bir parçasıdır.
OKUL ÇEVRESİ
OKUL- ÇEVRE GRUPLARINA KATILIN
Bazı okullar, aileler ve öğretmenlerden oluşan destek grupları organize etmiştir. Bu tip bir grubun olup olmadığını belirleyin. Amaçlarını öğrenin.
Eğer bu grupların amaçlarına uygun katkıda bulunacağınıza inanıyorsanız, en azından birine katılın.
YEREL İŞ YERLERİNDE ALIŞ-VERİŞ YAPMA
İş adamları ve iş yeri sahipleri ticaretinizden memnun olsun.
Yerel iş adamları ile iyi ilişkiler kurun.
Bir çok iş adamı okulları desteklemek ister. Fakat, bazen okullara nasıl yardımcı olabileceklerini bilemeyebilirler.
İş adamları ile iyi ilişkiler kurarak , okulun ihtiyaçlarını , öğrencileri eğitmek için okulun ne yapmak istediğini ve yerel işlerin iyi eğitimli vatandaşlardan neler kazanabileceğini daha iyi anlatabilirsiniz.
Bir çok iş yeri sahibi öğrencilerinizle iş yerlerini ziyaret etme fırsatı tanıyacaklardır, böylece öğrenciler çevre ve mesleki kariyer hakkında daha fazla bilgi edineceklerdir.
Çeşitli iş adamları ile iyi ilişkiler kurduktan sonra onlara öğrencilerinizin öğrendiklerini iş yerlerinde uygulayıp uygulayamayacaklarını sorun. Öğrencileriniz ve aileleri sizin bu çalışmanızdan memnuniyet duyacaktır. Elbette iş yeri sahipleri de bu çalışmalardan memnuniyet duyacaktır.
 
HER YÖNÜYLE ÖĞRETMEN OLABİLME NEDİR?
Öğretme , açıklanabilen bir davranıştır. Öğretme , değiştirilebilen bir davranıştır. Öğretme , öğrenme işlemini yönlendirmektir.
Yukarıdaki üç cümle her yönüyle öğretmen olabilmenin ne olduğu hakkında pek çok şey ifade etmektedir. Çocuklarımızı, gençlerimizi ve yetişkinlerimizi eğitecek kişilerin, bu kişilere istendik davranışları en iyi nasıl kazandırabilecekleri konusunda bilgi ev beceri sahibi olmaları gerekir.
Yaş düzeyi ne olursa olsun , eğer öğrencinin profesyonel davranışlar , beceriler ve anlayışlar kazanmaları gerekiyorsa , öğretmenlerinde bu yetenek ve niteliklere sahip olmaları gerekir. Öğretmen, sadece bilgi aktarıcı olmamalıdır. Öğretmen, ahlaklı , koruyan, etkin ve bütünleştirici bir insan olmalıdır. Daha azını kabul etmemeliyiz.
Öğretim açıklanabilen ve değiştirilebilen bir davranıştır. Bu kılavuz kitapta yeni başlayan öğretmenlere , bir öğretmenden istendik davranışları açıklamaya çalıştık. Etkili bir öğretmenin sahip olması gereken pedagojik becerileri tanımladık ve açıkladık.
Bu kılavuz kitabı , anlatılan temel kavramların/ilkelerin/becerilerin kısa bir özeti ile kapatmak istiyoruz. Sizi bu bölümdeki sayfaları dikkatle incelemeye davet ediyoruz çünkü bu özetler her yönüyle öğretmen olabilmenin ne olduğunu anlamanızda yardımcı olacaktır.
İYİ BİR ÖĞRETMENİN SAHİP OLMASI GEREKEN ÜÇ ÖNEMLİ YETENEK PARÇASI (İÇİNDE) OLMA
Sınıf problemlerine yol açacak sözel ve sözel olmayan davranışların (dikkatsizlik, sıkıntı gibi) farkında olur.                                                                                                                                                  Öğrenci davranış ve tepkilerine dikkat ederken sınıfın normal düzenin koruyabilir.
Sınıfta ve bireylerde neler olup bittiğini hisseder.
Öğrencilerden geri bildirim alarak uygun müdahale ve uygulamalarda bulunur.
“Akıllı” , öğretimin, öğrenmenin, öğretilen konunun ne olduğunu , insanları ve öğrencileri bilir ve bu bilgiyi sınıf düzenini sağlamada kullanır.
Duygulara önem verebilir; öğrencileri önemser bunu da hareketlerin ve sözlerin yardımı ile gösterebilir.
Öğrencileri olumlu yorumlarla destekler, böylece de onları öğrenme işleminin içine çeker.
Espri yapar; istekli anlatır.
Öğrencilerle hem bireysel hem de grup açısından yakın ilişkiler kurduğu için soruları ve yorumları yeniden ifade edebilir.
Konu alanındaki yeni gelişmeleri takip eder.
Amaçlı hareket eder, hareketlerini ve hızını sınıf hareketlerine göre ayarlayabilir(oturmak, kalkmak , yürümek gibi)
Okul çevresinde ne olup bittiğinden haberdardır. Çevreden veya öğretilen öğrencilerin mevcut ilgilerinden örnekler seçer.
Okul, çevre, bölüm ve öğrencilerin tarihini ve özgeçmişini inceler.
Diğer öğretmenler ve çevredekilerle iletişim kurar; meslektaşlarının en iyi becerilerinden yararlanmaya çalışır.
HAKİM (YÖNETİCİ ) OLMA İMAJI
ü      İlgi çekici anlatımlarda bulunur, öğrencinin ilgisini çeker.
ü      Tartışmayı akıllıca yönlendirir; kolaylaştırıcıdır.
ü      Davranışlarında ciddidir.
ü      Ne olup bittiğinin üzerinde durur. Öğrenci davranış ve tepkilerini tahmin eder.
ü      Öğrenci ihtiyaçlarının bilincindedir; tepki göstermeden önce hislerini kontrol eder.
ü      Amaçlı hareket eder; sözsüz iletişim kurabilir.
ü      Soru ve yorumlara sözel olduğu kadar sözsüz de tepki gösterebilir.
ü      Herkesin rahatça duyabileceği, fakat rahatsız etmeyen bir ses tonuyla konuşur.
ü      Anlaşılır yönerge ve kelimeler kullanılır. Hedefler açıkça görülebilir.
ü      Öğrenci isimlerini bilir ve kullanır.
ü      Gerektiğinde espri yapar.
ü      Sınıf içerisinde olan önceki olay ve yorumları hatırlar ve bunlara atıfta bulunur.
ü      Mantıklı düşünür ve iletişim kurar.
ü      Derslere hazırlıklıdır. Ayrıntılı bir ders planı hazırlar.
ü      Gerekli araç gereçleri hazır durumda bulundurur.
ü      Sınıfta ve bireylerde neler olup bittiğini his eder.
ü      Dostçadır; ama belirli sınırları vardır.
ü      Sınıfta laboratuarlar da uygun kontrol ve organizasyon düzeyi vardır.
ü      Öğrencilerine başarılı olmaları konusunda güvenir.
ü      Öğretim içinde ciddidir. Kendini sevilen, değerli ve işini iyi yapan biri olarak görür.
ü      Amaç ve başarılarda grup mesuliyetini teşvik eder.
ü      Öğrencilerin tecrübelerinden yararlanır.
ü      Hataları ve eleştirileri dikkate alır.
 
 
ÖĞRENCİ MERKEZLİ OLMA
 
Daha faydalı olabilmek için her öğrenci hakkında bilgi sahibi olmak ister.
Öğrencilerle kişisel bir şeyler paylaşır; iki yönlü bir ilişki oluşturulur.
Öğrenci ihtiyaçlarının bilincindedir.
Ünite ve günlük ders planları öğrencinin mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanmıştır.
Öğrencilerin sınıf, ders ve program hedeflerini benimsemelerini sağlar.
İyi bir dinleyicidir.
Sevgi , ilgi ve öğrenme atmosferi yaratır.
Öğretim öğrencilere anlamlı gelir, anlamlı örnekler verir.
Bütün öğrencilerin öğrenme sürecine katılımını sağlar.
Öğrencilere ezber yerine problem çözme ve öğrendiklerini uygulama becerileri   kazandırmaya çalışır.
Her bir öğrenciyi tek tek tanımaya çalışır. Okul faaliyetlerine katılır; öğrencilerle etkileşimde bulunur.
Zaman zaman öğrencilere öğrenme sürecini yönlendirme ve kontrol etme fırsatı verir.
Öğrencilerin sahip oldukları iyi özellikleri keşif eder ve dikkatleri bu özelliklere çeker.
Bilgilerin uygulanmasını teşvik eder.
 
 
 
 
SAAT KAÇ?
 
KOMİK BİLMECELER
 
ÖĞRETMENLER BURAYA
 
YAZIYOR YAZIYOR!!!
 
İSMİNİZ NE ANLAMA GELİYOR
 
İsim Sözlüğü

 
EMRAH TOSUNOĞLU Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol